Wednesday, June 17, 2020

Çilek reçeli yapma zamanı

  No comments
 
Çileğin çıkması ile birlikte akla gelen ilk soru: "Ne zaman çilek reçeli yapmalıyım?"
Günümüzde herkes organik meyve sebzenin faydalarından bahseder oldu. Aslında, organik üretim bize uzak olmayan;ancak adını koyamadığımız bir olaydır. Çünkü dedelerimiz, ninelerimiz yıllarca kendi işlediği topraktan elde ettiği meyve ve sebzeyi  yiyerek, hem sağlıklı hem de daha uzun yaşamışlar. Şimdilerde her şeyin yerini makinelerin aldığı gibi, meyve sebzenin yerini de fabrika üretimi diyeceğiniz ürünler aldı. Tohumların İsrail'den getirilmesi,yurtdışından ithal edilmesi çok konuşulsa da herhangi bir çözüm bulunamadı. 
Konu çilek olunca ilk akla gelen hormonlu çilek oluyor. Yaz olsa da kış olsa da çilek marketlerden hiç eksik olmuyor. Özellikle kocaman ve görüntüsü harika olan çilekler gerçekten nefis görünüyor. Her ne kadar çilek yetişmeyen bir mevsimde bile markette çiçek olması, hormon dışında başka bir şeyi akla getirmiyor. 
Benim size tavsiyem: Hazır Korona yasakları bitmişken, en yakındaki köy, kasaba neresi ise çilek yetiştiren bir tarlaya gidip bizzat çileği kendiniz toplamanız. Böylece çileğe verilen ya da verilmeyen ilaçlar hakkında bilginiz olur.
Umarım yaptığınız çilek reçelleri güzel olur. Hepinize sağlık dolu, Koronasız günler diliyorum.

Üniversiteye hazırlanırken en çok hangi hikayeyi dinlediniz?

  No comments
2004 yılında üniversiteyi kazanmış biri olarak ,üç defa ÖSS sınavına girdim. Tabi ki son 2'sinde dershaneye gitmek zorunda kaldım. O zamanlar dershaneler özel okul değildi. Rehberlik hocaları, öğrencileri motive etmek için çok uğraşırlardı. Ne kadar başarılı oldukları ayrı bir konu. Bunların dışında bir de bütün öğrencilerin tekrar tekrar dinlemekten usandığı, belki inandığı,belki inanmadığı,belki de biraz gaza geldiği gibi birtakım başarı hikayeleri(başarı masalları) çok sık dile gelirdi.
Hani bir çorba hikayesi söz konusu olduğunda, ilk akla gelen: "Çorba bizden olsun, ekmek parasını ödeyin." muhabbeti gibi hikayelerde bunlar. Edison'un ampulü ya bulurken binlerce deneme yapması, sahile vurmuş deniz yıldızlarını tekrar denize atmaya çalışan birisi, sokak lambasının altında ders çalışan büyükler, hedefini bilmeyen gemiye rüzgarın yardım etmemesi, komşunun oğlunun odasının lambası sabaha kadar açık olması, günde 600 soru çözen öğrencilerin varlığına inanılması... Şu an aklıma gelenler. 
Doğruluk payı vardır,yoktur. Herkes kendisi karar verebilir,ancak bir insana bir şey yaptırmak istiyorsanız;ona gerçekten bunun gerekli olduğunu anlatmalısınız. Yoksa anlattıklarınız sadece burdaki gibi hoş ya da hoş olmayan birer anı olarak kalır. Eksik gördüğünüz kısımları yorum olarak yazabilirsiniz. 
Bu yazıyı da eğitim sistemindeki eksiklik ve çarpıklıklara atfediyorum.

Monday, June 15, 2020

Kısır ne zaman yenmeli?

  No comments
Tüm dünyanın gözünü Korana virüsün bürüdüğü gibi bu günlerde, bu da nereden çıktı demeyin. Bana hep ilkbaharı ve güneşli güzel günlere hatırlatır kısır (Sarmiçi). Özellikle yeşilliklerin bol olduğu günlerde, hiç düşünmeden yapacağınız çok güzel bir aperatif,yemek,atıştırmalık vs. dir kısır. Kıymeti az bilinen bulgurun,eşsiz bir tat kazandığı yemektir kısır. Nar ekşisi, limon ve marul ile de ölümsüzleşir. Resimde gördüğünüz kısırı ben yaptım. Tadı harika oldu. Ev hanımları alınmasın ama çoğu evde yediğim kısır, haşlanmış bulgurdan ibaretti. Benim size tavsiye içerisine domates,salatalık, marul koymadan yapmanız. Salçasını ve  yağını da bul koymayı unutmayın. Umarım o, ailecek hep beraber kısır yediğimiz günler hayırlısıyla en kısa zamanda geri döner.

Sunday, June 14, 2020

Koşmak sağlığa faydalıdır

  No comments
Uzun bir sürenin ardından tekrar koşmaya başladım. Haftasonu çalışmıyorsanız, mutlaka koşmalısınız. Bu virüslü ortamda "Ne koşması?" dediğinizi duyar gibiyim.Evet, haklısınız. Ancak,benim bulunduğum yer koşmaya son derece müsait. Zaten kendi hayatınızı göz önüne getirin. Sadece konuşmak için değil, spor yapmak için hiç zamanınız oldu mu? bu soruyu kendime sorduğumda aldığım cevaplar: " iş var,güç var. Aile var ,o var, bu var. Ama hep bir bahane var. " 
Uzun süre sonra koşmaya başladı başladığım için, vücudum çok zorlandı ilk başlarda. Nefes almakta ve koşmakta çok zorluk yaşadım. Sağ ve sol baldırlarım ,koşuya alışık olmadıkları için birer gün arayla çok ağrıdılar. Ancak şimdi, daha uzun süre ve ağrısız bir şekilde koşabiliyorum. 
Koşmak insanı acıktırıyor tabii ki. geldiğimde güzel bir kahvaltı ile kendimi ödüllendirdim :) Havuzlar açıldığı zaman yüzmeye de gitmeyi düşünüyorum. 
"Koşmanın faydaları nelerdir?"  sorusuna cevap aramaktan öteye gidin ve önce koşun. Sonra da faydalarına bakarsanız. Büyük bir ihtimalle ,yaşadıklarınızı doğrulayacak şeyler okuyacaksınız. 
14 haziran pazar gününden herkese selamlar...

Saturday, June 13, 2020

Almanca sınavına hazırlık

  No comments
13 haziran cumartesi gününden herkese merhaba. An itibariyle yağmur yağmaya başladı, ben bunları yazarken. 
Almanca B1 sınavına hazırlık yapıyorum. 
Merak edenler için kısa bir açıklama yapayım:
B1 Almanca sınavı nasıldır?
Dört kısımdan oluşur. Dinleme, okuma, yazma ve konuşma. 
B1 Almanca sınavı ne kadar sürer?
Yaklaşık iki saat. 
Sınav sonuçları da iki üç haftaya elinizde olur.
 Çalışırken Almanca B1 sınav örnekleri çözmeyi unutmayın. 
Hayat zor olsa , dil öğrenmek için her zaman vakit vardır. 
Herkese güzel bir haftasonu diliyorum.

Wednesday, March 25, 2020

How could the new coronavirus antibody tests work?

  No comments
 According to news of Skynews,

Millions of people could soon have access to new 15-minute coronavirus testing kits, as part of government plans.

On Wednesday, the director of the National Infection Service at Public Health England, Professor Sharon Peacock, said millions of the kits have been ordered and could be available to the public in days.

England's chief medical officer Professor Chris Whitty has made it clear the tests are still being evaluated and they will only be used if they are found to be accurate.

He stressed frontline NHS workers would need the tests first so they could get back to work if they have had already had the virus.

But what are the new test kits and could they make a difference?

What is the new test?

It will be able to identify if someone had the infection previously by showing if they have antibodies for COVID-19.

You can see the original news following link

https://news.sky.com/story/how-could-the-new-coronavirus-antibody-tests-work-11963620

Sunday, March 22, 2020

Corona virüsünden kendisi kurtulan birinin tecrübesi

  No comments

Şöyle bir mesaj geldi. Paylaşmak istedim.
Sevgili ailem,
Öncelikle paniklemeyin, fakat ben gecen hafta hastalığı yaşadım ve atlattım, şu an iyiyim ve bi sıkıntım yok. 
Tecrübemi sizlerle de paylaşmak istiyorum, hem başınıza gelirse nasıl bişey olduğunu bilin, hem de ailemizin yaşlılarını korkutmak istiyorum, eğer halen ciddiye almayanlar var ise diye.
Geçen cuma akşamı eve geldiğimde başladı,  o akşam burun doluluğu ve yoğun bi hapşurma vardı, alerji olmuşsunuzda bir anda ağzınız burnunuz dolmuş gibi ama çok yoğun,
O akşam Otrivine le burnumu açıp bi tane Nurofen içip uyudum.
Cumartesi sabah kalktığımda burnum tamamen açılmış fakat boğazım yanmaya başlamıştı, bademcik şişmesi gibi değil, yutkunamama sorunu yoktu fakat sanki boğazım sanki yırtılmış çizilmiş veya kanıyomuş gibi acıyordu.
Bu aşamada corona olduğunu anladım , bi yandan internetten, özellikle yabancı kaynaklardan araştırmaya başladım.
Zaten corona olduğunu anlamamanız mümkün değil, hem siz hem de vücudunuz çok çok farklı bişeyle karşı karşıya olduğunu anlıyor.
Hastaneye gitmedim çünkü hastanede yapılabilecekleri de benim yaptığım gibi, her sendroma ona uygun yöntemle saldırmak, virüse zarar verebilecek bi ilaçları yok , sadece vücuda virüsü dışarı atabilmesi için yardımcı olmak, ben de bunu yaptım. Vücut da tam olarak bu tepkiyi veriyor, hiç tanımadığım çok garip bir şey girdi, bunu atmalıyım diye deli gibi sıvı salgılıyor.
Cumartesi akşamına geri dönelim;
Boğazımdan ciğerlerime doğru inmeye başladı, nefesim hırıltılı olmaya başladı, geceye doğru boğazımdan tamamen gidip, ciğerlerime doldu, 
İlginç yanı terkettiği yeri tamamen bırakması, sabah parçalanan boğazımda akşam olduğunda hiç bişey kalmadı, fakat ciğerlerim çok dazla doldu, yatağa yatınca sıvılar boğazımı tıkadığı için nefes alamıyordum, o yüzden koltukta dik oturarak 5 er 10 ar dakika uyabildim saat başı belki.
Tabi bu arada devamlı öksürerek balgam atıyordum, ama öyle iltihaplı değil, bembeyaz bol sulu balgamlar. Zaten ateşim fazla yükselmedi, hiç öyle soğuk soğuk terleyip yorgan altına girmedim.  Zaten tam olarak hasta olmuş gibi halsizleşmedim, sadece fiziki olarak yoruldum. Herkeste ateş yapmıyormuş.
Bütün gece Asist Plus (suda eritelen bi solunum yolu ilacı, balgam söktürücü) kullandım, çok faydasını gördüm.
Bi şekilde hiç uyumadan sabah ettim.
Pazar sabahına geldik;
Ciğerlerimin doluluğunu hem hissediyor hem de her öksürmede fena bi şekilde ağrı yapıyordu, ellerimi sırtıma atıp kürek kemiklerimim altından tutarak zar zor öksürüyordum. Fakat her öksürükte attığım balgamla rahatlıyordum, akşama kadar bu şekilde ciğerlerimi boşalttım, ama çok çok zor oldu, çünkü sanki ciğerlerinizde 2 kilo sıvı var da, siz her öksürükte 2 gram balgam atabiliyorsunuz , hem de her öksürük büyük acı veriyor, boğazınızı değil resmen içerden ciğerlerinizi acıtıyor, gece olunca hem azaldı sıvı miktarı hem de yorgunluktan uyuyabildim. Pazartesi sabah uyandığımda ciğerlerim neredeyse tamamen rahatlamıştı. 
Öğlen gibi hayatımda yaşadığım en kötü ishali yaşadım, bu da akşama kadar sürdü ve ertesi gün geçti.
Özetle virüs resmen içimden geçti 3-4 günde.
Olay çok mekanik, normal griple alakası yok, vücut içine giren sentetik bi maddeyi atmaya çalışır gibi uğraş veriyor.
Birinci ağızdan tecrübemi sizlerle paylaşmak istedim, başınıza gelir ise hem tanıyın, hem de ne yapacağınızı bilin.
Yaşlılar için tehlikeli olan ise ciğerlerin dolup nefes darlığı, solunum yetmezliği yaşanılan kısım. Benim yaşadığım Cumartesi gecesini 70-80 yaşında biri atlatamazdı. Bunu sizi korkutmak için söylüyorum, burundan ciğere inip doldurması aşırı hızlı ilerliyor, bu yüzden lütfen durumu ciddiye alın ve önlem alın.
Evinizde bu ilaçları bulundurun, en azından gargara yapın ara sıra. 
Virüs kendini yağ tabakası ile koruduğu için yağ çözücüler işe yarıyor, sabun alkol... anti bakteriyel jel veya mendiller işe yaramaz çünkü bu bakteri değil. 
Hastamıyım acabamı diye test vs yapmanın bi anlamı yok, zaten hastalanınca anlamamanız imkansız, ciğerleriniz sağlam değil veya yaşınız varsa, anlattığım belirtilerin başında bi hastaneye gidin, çünkü ciğerlere inince oksijen veya solunum cihazına ihtiyaç duyabilirsiniz.
Ben şu anda gayet iyiyim,
Hastalığın başından beri evde karantinadayım, ihtiyaçlarımı siparişle giderip online ödüyorum, kuryelere kapıyı bile açmadan kapı önüne bıraktırıyorum.
Bağışıklık kazanmış olma ihtimalim yüksek fakat kimseye de yaymamak için kendi karantinamı yapıyorum.
Bu mesajımı grupta olmayan aile bireyleri ve tanıdıklarınızla paylaşın lütfen.
Kimse birinci ağızdan nasıl bi süreç olduğunu anlatmıyor. Bu anlattıklarım internette tam olarak yok.
Kendinize dikkat edin.
Alıntıdır. Herkes kendinden sorumludur.

Monday, March 16, 2020

Sıcak havalar Corona Virüsünün yayılmasını önler mi?

  No comments
Amerika'nın sesi sitesinde yer alan habere göre;


Corona virüsünün Amerika’da görülmeye başladığı günlerde Başkan Donald Trump yaptığı ilk açıklamada Nisan sonuna doğru salgının sona ereceğini söylemişti. Bazı uzmanlar sıcak ve nemli havanın virüsün yayılması önünde engellediği görüşünde. Peki bu mümkün mü? Harvard Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi uzmanlarından Profesör Marc Lipsitch’e göre bu sorunun yanıtı “büyük ihtimalle hayır”.

George Washington Üniversitesi’nden virüslerin çıkış ve yayılmalarının araştırılması konusunda uzman Christopher Mores’a göre ise bu sorunun şu anda net bir yanıtı yok.

Gelecek kış vakalar artarak görülebilir

Corona virüsü de grip gibi havaların ısınmasıyla vaka sayısının düştüğü solunum yolu hastalıklarıyla aynı grupta yer alıyor. Yani sıcak havalarla birlikte vaka sayısında azalma görülmesi bekleniyor. Ancak bu durum virüsün alt edildiği anlamına gelmiyor. Zira uzmanlar Corona virüsünün gelecek kış yine artarak görüleceğini tahmin ediyor.

Bilim adamları bu tür hastalıkların neden mevsimsel olduğunu bilmiyor. Ancak bildikleri bir şey var. O da virüsler kuru havayı seviyor. Yani kış ayları virüsler için ideal yuva. Ancak nemli havanın bir etkisi var mı konusunda emin değiller. Zira Çin’de de, gayet nemli ve sıcak bir iklime sahip Singapur’da da Corona virüsü hızla yayılmaya devam ediyor.

Domuz Gribi sıcak iklimlerde daha çok can aldı

Sıcak ve nemli havanın bu tür virüsleri tamamen durdurmadığı yönünde birçok çalışma var. 2009’da domuz gribi olarak bilinen H1N1 salgınına en çok kayıp veren ülkeler Hindistan, Bangladeş, Meksika, Endonezya ve Guetemala gibi sıcak iklimli yerler oldu.

Okulların kapatılması salgının hızını keser mi?

Virüs ve salgınların yaz aylarında azalmasının bir diğer önemli nedeni de okulların tatil olması. Harvard Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi Müdürü Mark Lipsitch, grip, suçiçeği, kızamık ve diğer solunum yolu hastalıkların okullar açıkken arttığı diğer zamanlarda azaldığını vurguluyor.

Amerika dahil dünyanın birçok yerinde okulların kapatılmasının virüsün yayılma hızını yavaşlatması umuluyor. Zira çocuklar güçlü bağışıklık sistemleri sayesinde hiçbir semptom göstermeden taşıyıcı olabiliyorlar. Ama kapalı okul sezonunun salgında nasıl rol oynayabileceği bilinmiyor.

Mark Lipsitch’e göre Corona virüsü salgını yaz aylarına yavaşlasa bile bir sonraki sonbaharda tekrar geri gelebilir. Bu noktada virüsün bulaştığı hastaların bağışıklığının ne kadar dayanıklı olduğu takip edilebilir. Böylece, Corona virüsünün dünyayı her yıl bir salgına dönüşüp dönüşmeyeceği hakkında uzmanların da bir fikri olabilir.

Haberin orjinalini bu linkten bulabilirsiniz.

https://www.amerikaninsesi.com/a/s%C4%B1cak-havalar-salg%C4%B1n%C4%B1-yava%C5%9Flat%C4%B1r-m%C4%B1-harvard-uzman%C4%B1-yan%C4%B1tlad%C4%B1/5329097.html 

Ötegezegen keşfedildi

  No comments
 Independent Türkçe'de yer alan habere göre: 

Astronomlar ilk kez galaksi düzleminin dışına doğru hareket eden ötegezegen keşfetti

Samanyolu’nun bu bölgesinde daha önce hiç gezegen tespit edilmemişti.

Samanyolu’nun bu bölgesinde daha önce hiç gezegen tespit edilmemişti

Keşif, ince ve kalın disk arasındaki gezegen evrimi farklarına ışık tutabilir (NASA)

Şimdiye kadar araştırmacılar Samanyolu Galaksisi’nde 4 binden fazla ötegezegen keşfetti ancak bunların hepsi galaksi düzleminin ince disk ismi verilen görece düz bir bölgesinde konumlanıyordu.

NASA’nın bir buçuk yıldır gökyüzünde Güneş Sistemi dışındaki gezegenleri arayan Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu (TESS) isimli uzay teleskopunu kullanan bilim insanları, ilk kez galaksi düzleminin 5 bin 870 ışık yılı dışına uzanan bir yıldızın yörüngesinde gezegen keşfetti.

Uluslararası araştırma ekibinin keşfettiği gezegene “LHS 1815” isimli yıldızın yörüngesinde bulunması nedeniyle “LHS 1815b” adı verildi. Bu gezegen, katı bir yüzeye sahip ve Dünya’yla yaklaşık olarak benzer büyüklükte ancak neredeyse 9 kat daha fazla kütleye sahip.

ScienceAlert’in haberine göre, hakemli bilim dergisi The Astronomical Journal’ın kabul ettiği keşfin yer aldığı makalede 38 bilim insanının imzası bulunuyor. 

Haberin devamını bu linkte bulabilirsiniz.

https://www.independentturkish.com/node/146826/bilim/astronomlar-ilk-kez-galaksi-d%C3%BCzleminin-d%C4%B1%C5%9F%C4%B1na-do%C4%9Fru-hareket-eden-%C3%B6tegezegen#.Xm32m6_HfFQ.twitter



Friday, March 6, 2020

Corona virüsünden korunma yolları nelerdir?

  No comments
Corona dan korunma yolları 
1-Mümkünse!!! Corona hastalarından uzak durmak. Mesela ben Almanca kursuna gidiyorum. Eğer kursu tatil etmezlerse gitmeye devam edeceğim. Çünkü bağışıklık sistemim çok şükür iyi. (Sık sık ateslenmiyorsaniz genelde iyidir) 
2- Ellerinizi özellikle dışarıdan gelince ve tuvaletten sonra sabunla 3 kez yıkamak. Zaten abdest alıyorsunuz, günde bir çok kez eliniz yıkanmış oluyor.(antiseptikli sabunlar bu sıralar daha iyi olabilir. Çamaşır suyu vs gibi aşırıya  kaçmayın, panik sizi daha zor duruma düşürür) 
3- Soğuk havada durmaktan kaçının. Grip sıcak havayı sevmez, soğuğu sever. Soğukta bağışıklık sistemi mikroplarla rahat savaşamaz. 

Diyelim ki Corona yada başka bir grip size bulaştı. Panik yok rahat olun. 
Eğer bağışıklık sisteminiz bozuk değilse, sık sık hasta olmuyorsaniz corona zaten geçecektir. Yine yukarıdaki anlattıklarımı uygulamaya devam edin. 
Ve ayriyeten hastalığın cigerlerinize inmemesi için burnunuza ılık su çekin. Biraz derince yıkayın burnunuzu. Gusül abdesti alır gibi derince çekin. Bunu günde en az 5-6 kez yapın. Bu virüsün ve oluşan balgamın ciğerinize  gitmesini engeller. Yani zatürre olmanıza engel olur.  Ve bu yöntem burunda yerleşen virüs sayısını önemli ölçüde azaltır. Çocuklarıniza da; bir çay bardağı ılık suya bir silme çay kaşığı tuz koyup karıştırıp, enjektöre 2 cc çekip birer cc her iki burun deliğine yatar vaziyetteyken sıkılır. Sonra kaldırılıp sümkürttürülür. Günde 3-4 kez tekrarlanır hastalık geçene kadar. (Çocuğum ağlıyor, burnum acıyor diye yapmayanlar sonuçlarına katlanır. (dikkat bu önemli ; Soğuk su ile değil, Ilık su ile yapmak burun acısını azaltır)
Ayrıca grip olduğunuzda biraz daha fazla su içerseniz oluşan balgam vs yumuşar, dolayısıyla yapışkanlığı azalır ve kolayca burundan ve cigerden virüsle beraber dışarı atılır. 

Bunları yaparsanız Corona dan çok daha kolay kurtulursunuz. Selamlar.

Alıntıdır. Sorumluluk kişinin kendisine aittir.

Thursday, March 5, 2020

Corona virüsü gerçekten ne kadar tehlikeli?

  No comments
Arkadaşlar istek üzerine yazıyorum bağışlayın. Bir dr olarak söylüyorum: Corona vesilesi ile Panik yapacak videolar, ses kayıtları mesajlar dan uzak durun. Bir çoğu çok yanlış bilgiler içeriyor.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde her yıl 5.000.000 civarında normal grip vakası ortaya çıkıyor ve bundan kaynaklı ölümlerin sayısı 650.000 i buluyor.
Çinde Corona virüsüne yakalanan kişi sayısı 77.000 ölen sayısı ise 2.600 kişi.
Yani yakalanan öldü gibi bir şey yok. Bir ayda Bir buçuk milyar Çinliden bu kadar kişi ölmüş ki normal grip virüsünden ölen Çinli sayısından çok daha az.

Peki gelelim diğer rakamlara
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyada her yıl yaklaşık 1.350.000 insanın trafik kazalarında öldüğünü söylüyor. Sakat kalanları hiç söylemiyorum. Oranlarsak Çinde geçen bir ay içinde 13.000 insan insan trafik kazalarında öldü yani. Corona dan ölüm sayısı ise 2.600.

Sanırım Corona dan PANİKLEYEN arkadaşlar trafik kazalarında ölenleri görünce hiç dışarı çıkmamaları gerekiyor.

Corona salgınına tekrar gelelim:
Diyelim ki Corona artık çevrenizde yayıldı. Öncelikle Paniklemeyin. Çünkü Panik sebebi ile kalp krizinden ölme ihtimaliniz coronadan ölme ihtimalinize göre daha fazla.

Corona genellikle bağışıklık sistemi düşük olan insanları öldürür. Dolayısıyla yapılacak şey bağışıklık sisteminizin düşmesini engellemek. Bağışıklık sistemini düşüren en büyük iki sebep : Vitamin eksikliği ve stres. Eğer meyve, sebze, tahıl ve et yiyorsaniz genelde korkacak bir şey olmaz. Sadece Almanya da yaşayınca güneş ışığı az aldığımızdan dolayı D vitamini ihtiyacı olabilir. D vitamini eksikliği de bağışıklık sistemi üzerinde etkilidir. Bu süreçte bir ay D vitamini tableti günde bir tane alsanız yeterli olur. (Fazla almak zararlı olabilir dikkat edin) Diğer vitamin eksikliği olanlarda günde bir tane multivitamin alabilirler. Immun sistemi düşüren önemli sebeplerden olan Stres kısmını geçiyorum. (Stresiniz çoksa kendinizi harab ediyorsanız, çekinmeyin Psikiyatristlere başvurun lütfen. Neden bu kadar bekledim de bunca zaman psikiyatriste gitmedim, kendimi harab ettim diye üzülürsünüz. Gidin) Yine bağışıklık sistemini düşüren kronik hastalığı olanlarda biraz daha dikkat etmeliler.
Yazı alıntıdır.  Sorumluluk her zaman kişinin kendisine aittir.

Thursday, February 20, 2020

. Anmerkung ( B2 Niveau)

  No comments

 Ich habe Berufsabschluss als Grundschulelehrer gemacht. Ich habe eine Schule in Rumänien besucht. Zuerst habe ich in Russland gearbeitet. Ich habe dort Berufserfahrung gesammelt. Ich war verantwortlich für meine Klasse. Ich war zuständig für die Kinder. Ich war tätig in ihren Familien, die um Kinder besser zu erziehen.
***
 Ich bin sehr geduldig. Ich mache gerne meine Aufgaben. Ich kann viele Stunden arbeiten. Ich bin ein pünktlicher Mann. Ich mag keine Verspätung. Das demoralisiert mich. Ich hatte schon mein Traumberuf. Aber jetzt muss ich wieder von vorne anfangen. Ich wäre ein ideenreicher Lehrer. lch würde von 9.00-16:00 Uhr arbeiten. Ich würde eine elegante Generation erziehen. Ich würde einen gerechten Lohn verdienen. Ich möchtete am Wochenende nicht arbeiten. 
*** 
Ich möchte gerne als Schweißer arbeiten. Ich habe schon eine Ausbildung in Georgien gemacht. Aber sie war nur zwei Monate lang und mein Zertifikat ist nicht anerkannt in Deutschland. Zwar habe ich ein Zertifikat, aber ich muss eine Anpassungsausbildung machen.Danach glaube ich ,dass ich mindestens sechs Monate lang Praktikum machen muss.

Comments