Friday, October 12, 2018

Dünyanın ruh sağlığı bozuluyor mu?

  No comments
Sputnik'te yer alan habere göre;
Yapılan bir araştırmada dünyanın her ülkesinde ruh sağlığı bozukluklarında artış olduğu ve eğer toplu bir önlem alınmazsa bunun 2010 ile 2030 arasında küresel ekonomiye maliyetinin 16 trilyon doları bulabileceği açıklandı.
Psikiyatri, halk sağlığı ve nörobilim alanında 28 küresel uzman ile hastalar ve savunucu grupları tarafından hazırlanan Lancet Komisyonu raporunda, ruh sağlığı konusunda dünya çapında büyüyen krizin insanlar, toplumlar ve ekonomiler üzerinde kalıcı zararlara yol açabileceği vurgulandı.
Raporun başyazarı Harward Tıp Okulundan Profesör Vikram Patel, maliyetlerin bir kısmının doğrudan sağlık hizmetleri, ilaç ve terapilerinden oluşacağını belirterek, çoğunun ise üretkenlik kaybı, sosyal refah, eğitim ile yasa ve düzene harcama gibi dolaylı yollardan olacağını kaydetti.
'YETERİNCE YATIRIM YAPILMIYOR'
Patel, son 25 yılda ruh sağlığı rahatsızlıklarının toplumların gittikçe yaşlanması nedeniyle 'çarpıcı şekilde' arttığına işaret ederek, "Durum, aşırı derecede vahim ama hiçbir ülke bu konuda yeterince yatırım yapmıyor. İnsanlarda ruh sağlığı kadar başka hiçbir sağlık durumu ihmal edilmedi" diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan tahminlerde, dünya çapında yaklaşık 300 milyon insanın depresyon, 50 milyon insanın bunama yaşadığı, 23 milyon insanın şizofren ve 60 milyonun da bipolar bozukluğu rahatsızlığından etkilendiği kaydedildi.
Lancet raporunun bu hafta Londra’da ilk defa bakanlar düzeyinde gerçekleştirilecek olan ruh sağlığı zirvesi öncesi yayınlanması dikkati çekti.

Sunday, October 7, 2018

Bebeklerin gizemli dünyası

  No comments
BBC Türkçe'ye göre;
Bebeklerin beyninin nasıl çalıştığını araştıran laboratuvarda elde edilen bulgular, otizm ve benzeri nörolojik sorunlara erken teşhis ve müdahale olanağı sağlayabilir.
Londra'daki Birkbeck Üniversitesi'nde bebekler üzerine araştırmalarıyla bilinen bir laboratuvardayız.
Her tarafı bağlantılarla dolu bir kep bebeklerin kafasına yerleştirilerek zihinsel gelişimleriyle ilgili bilgi toplanıyor.
Araştırmacılar, bu kepte uygulanan özel teknikle (yakın kızılötesi spektroskopi) herhangi bir yüze veya nesneye bakarken bebeklerin beyin hücrelerinde ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Burada özellikle hücrede enerji kaynağı olan mitokondriadaki bir enzime bakılıyor.
Bebekler dünyayı nasıl algılıyor? Bilim insanları eskiden beri bu soruya cevap aramış. Örneğin Darwin, kendi çocuklarını gözlemleyerek notlar tutmuş, evrim teorisini geliştirmede onlardan da yararlanmıştı.
Ancak bebekler ne düşündüklerini ifade edemediği için, birçok yanlış fikirler de ortaya çıkmıştı. Örneğin 19. ve 20 yüzyılda, bebeklerin acı hissetmediğini bile iddia eden araştırmacılar olmuştu.
Beyin hücreleri inceleniyor
Oysa modern araştırmalar bebeklerin zeki, hassas ve dikkatli olduğunu gösteriyor. Doğumdan itibaren ilk birkaç yılda beyinde saniyede bir milyondan fazla sinir bağlantıları oluşuyor.
Laboratuvarda gözlem yapan çocuk gelişim uzmanı Natasha Kirkham, sinirbilim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde bebeklerin ne düşündüğünü anlamamızı sağlayacak birçok araştırmanın bugün mümkün olduğunu söylüyor.
Beynin, kulağın hemen arkasına denk gelen ve üst temporal oluk adı verilen kısmının sosyal ilişkilerle ilgili olduğu biliniyor.
Yeni geliştirilen ve bebeklerin kafasına takılan kep ile uygulanan yakın kızılötesi spektroskopi yöntemi ile beyin hücresindeki mitokondria içindeki aktivite inceleniyor. Bu aktivite farklılığının otizm ile bağlantılı olabileceği düşünülüyor. Ancak bu tezin canlı bebekler üzerinde sınanması gerekiyor.
Daha fazlası için https://www.bbc.com/turkce/vert-fut-45629267 

Comments