Friday, September 30, 2016

Yorgunluk kahvesini içmek...

  No comments
yorgunluk kahvesi
Yorucu bir günü daha geride bıraktım.
Akşam eve geldiğimde aklımdaki çoğu ıvır zıvır dışında dinlemek geldiği kesin. Hayat böyle devam ediyor rutin olarak : yorul-dinlen.
Çeşitli yöntemlerden biri de yorgunluk kahvesi içmek. Beraberindeki çikolatadan yerken,  yorgunluk sel olur akar dizleriminden.
Yarın pazar bir de... Ohh şöyle geriledi geriledi uyurum kısmetse.
Yorgun olarak haftaya başlamak çok kötü. Haftanın her günü iki gün gibi geçiyor o zaman. İster kahve ister çay, imkanı varsa dinlemeye bakın.

Geç de olsa Kurban Bayramı üzerine

  No comments
Öncelikle Kurban Bayramınız mübarek olsun.Tüm sevdiklerinizle  beraber güzel bir bayram  geçirmeyi  Allah nasip etsin cümlemize.
Kendi bildiklerim ve araştırdıklarımla beraber size hangi konularda dikkat etmeniz gerektiğini anlatamaya çalışacağım.
Öncelikle Kurban Bayramı her şeyden önce bir ibadettir.Meseleye bu açıdan yaklaşmayı unutmamak gerekir.Kur'anı Kerim'de geçen ;
''Onların ne etleri Allah'a ulaşır, ne kanları.Fakat sizin çekinmenizdir ki ona ulaşır. Sizi doğru yola sevkettiğinden dolayı Allah'ı büyük bilmeniz için onları da ram etti.Size ve müjdele iyilik edenleri.'' ayetini unutmamak gerekir.
Kurbanı,bayram namazı sonrası kesmek gerekir.Bayram günü için banyo yapılmalı,temizlenilmeli. Alınacak kurbanın güzel olmasına dikkat edilmeli.Zira yapılan işte her zaman Allah rızası gözetilmeli.Uygun fiyata kurbanlık bulursanız da o da sizin şansınıza artık.
Kurban kesimi bilen kişi ve kişiler tarafından yapılmalı.Şu anda kaçan kurbanlıkların ortalığı birbirine kattığı haberi ve görüntüleri gelmeye başladı.Ya da acemi kasaplar hastaneyi doldurdu.Kendinizi ve sevdiklerinizi bayram günü riske atmayın derim.
Kurban edilecek hayvanı da strese sokmamak lazım diyor işin uzmanları.Kesilen etler yenilebilecek miktarlarda buzdolabına konmalı ve eriyen etler tekrar buzdolabına konmamalı.Midemiz de bayram etsin deyip ölçüyü kaçırmamak lazım.Uzmanların bir başka uyarısı da bu yönde.Nasıl ki Ramazan Bayramının ilk günü uzmanları dinlediysek (!) bu uyarıları da dikkate almaya değer.Kurbanlık alırken yaşına dikkat etmeyi unutmayın.Büyükbaş en az iki,küçük baş en az bir yaşında olmalı.
Eti tüketirken salatayı da ihmal etmeyin.Sindirimi bu şekilde daha kolay olur.SOnra midenizi rahatlatmak için market market soda aramayın.Bu arada içeceklere de dikkat edin.Aşırıya kaçmamak en iyisi.Su tüketimine bu gün daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor.
Sağlık konusunda dah fazla bilgi almak isteyenlerin Özel Esencan Hastanesi ni ziyaret etmeleri gerekiyor.
Başka neler yapılması gerekiyor diye sorarsak eğer,bir de işin sosyal boyutuna bakmak gerekir.
*Bayram namazı kılmak
*Güleryüzlü olmak
*Hoş kokular sürünmek
*Temiz giyinmek
*Yoksulları daha çok gözetmek,etini paylaşmak
*Çocukları sevindirmek,yaşlıları ziyaret etmek
....

Artık listeyi uzatmak ya da kısaltmak size kalmış.Güzel bir yorumu es geçmeyerek siz de okuyan kişilere fayda sağlayabilirsiniz.Cümleten hayırlı bayramlar.

Thursday, September 29, 2016

İnternetten nasıl para kazanırım?

  No comments
internetten para kazanmak
Öncelike sizlere kendi yaşamış olduğum tecrübelerden bahsedeceğim.Bu alanda yeniyim ama bir çok para kazanma olayını araştırma şansım oldu.Çoğunu tecrübe ederek öğrendim.Bu yazıyı yazma amacım da bu tecrübeleri sizlere aktararak zaman israfından kurtulmanız.
        Anket siteleri ne kadar kazandırır?
      Anket siteleri ile başlayalım.Adını burda söylemek istemediğim üç tane anket sitesine üyeyim.Bir tanesinden henüz para kazanmış  değilim.Arama yaptığınızda karşınıza çıkacak ilk üç anket sitesi olabilecek kadar katılımcısı var çünkü.Size mail ile anket geldiğinde çoktan gereken sayıya ulaşmış oluyorlar.Ya da size gelen ankete profiliniz uymadığı için eleniyorsunuz.Anket sitesinden birine, buradan para kazandın  mı sorusuna aldığım cevap:Altı ayda 25 TL kazanabilirsin oldu.Tabi cevabı veren başka bir katılımcı...Takdir sizin...Anket siteleri size puan usülü para kazandırır.Daha çok para kazamanız istiyorsanız, katılımcı davet etmeniz,yani daha fazla üye kazandırmanız gerekli.
        Anket sitelerinin olduğu kitabı satın alın!
        Bunun ile ilgili de bir çok siteden yazı okudum.Piyasada bu konu ile alakalı bir çok kitap ve site var.Ancak bunun da gerçek olmadığını bir kaç siteden okumuş ve almaktan vazgeçmiştim.Kitap 100 TL değerindeymiş,ama size indirmli 47 TL ye satacaklarmış gibi...Alıp da kazanan var diyen yorumlar da vardı.Ama  tabi ki takdir yine sizin.
      PTC nedir?Scam nedir?
Paid to click yani tıklama başına para kazandıran siteler anlamına gelen PTC,para kazanmanın kolay yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor.Sizden istenen reklama tıklayarak,süresine göre 10-15-20 saniye kadar o reklamın geçmesini beklemeniz.Daha sonra o bitecek,başka bir reklama,o bitecek başka bir siteye... Bu şekilde size o gün ne kadar izin verildiye o kadar reklama ve siteye tıklarsınız.Ne kadar kazanabilirsiniz?Üye olduğum ve genelde yabancı kaynaklı olan bu sitelerin kazancı ne elektrik giderinize ne de gözünüzün ferinin gittiğine değer...Bu sistemde de yine üye kazandır,para kazan tekniği vardır.Bir nevi teknolojik kölelik gibi geliyor bana.Bin tıklamaya bir dolar kazanabilirsiniz.Tabi kaç saat bilgisayar başında oturmanız ve kaç tane ptc sitesi dolaşmanız gerekecek kim bilir.Bir reklama tıklar,diğerine geçerim diye mi düşündünüz.Merak etmeyin,adamlar sizin yerinize düşünmüş.Reklam bitmeden başka sayfaya geçerseniz,süreyi durduruyor.Siz sayfayı açınca yeniden başlatıyor.Dedim ya tecrübe işte...
     Scam sitelerle çalışmayın.Yani?Diyelim ki bir site buldunuz ve tıklama işine gireceksiniz.Scam,kelime manası ile sahtekar olan bir iste olup olmadığını,internetten araştırarak kontrol edin.Bir kaç sitede gezerek scam site listelerini kontrol edin.Sonra emekleriniz boşa gitmesin.
Herkese bol kazançlar...

Çiçeğin toprağını havalandırmak

  No comments
Günaydın. Temiz hava almak her canlının hakkıdır deyip çiçeğimi pencerenin pervazına koydum.
Arasıra insanın da üzerinde duracağı bir pervazı olması gerekli. Sosyal bir varlık olan insanların, hayatın tüm zorluklarını tek başına geçirmeleri oldukça zor.
Sıkıldığınızda size iyi gelecek, aradığınızda 'Yine mi sen? ' demeyecek, bütün işinin gücünün arasında bile sizi merak edecek bir pervaz bulun kendinize. Bu iş tek taraflı olmayacağına göre siz de birilerinin temiz hava alacağı mekan olun.
'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olnandır. ' ı kendinize düstur edininin. İhtiyaç gideren biri olun çevrenizde ki ihtiyaçlarınız giderilsin.
Temiz hava almak hepimiz için önemli çünkü.

Wednesday, September 28, 2016

Tuesday, September 27, 2016

Kablo çağı mı?

  No comments
Günümüzün modern dünyasında en önemli olaylardan birisi enerji transferi olsa gerek.
İnternetin gelmesi, elektrik,ev telefonları  kabloya bağlı olan ihtiyaçlarımızdan.
Kimini duvarda gizlediğimiz, kiminin üzerine kaplama yaptırdığımız kablolar hayatımızın her alanını kuşatmış durumda.
Bir bilgisayar öğretmeni arkadaşa da aynı meseleyi açmıştım. En çok kablo ile uğraşanlardan biri de o çünkü. Kabloların dağınıklık oluştursa da sağlıklı bir yol olduğunu söylediğinde kabloları yok etme düşüncemden vazgeçtim.
Öyle ya wi-ficep telefonu, bluetooth kablosuz olan ama sağlık üzerindeki zararlı etkileri halen konuşulan varlıklar.
Bir ara bir firma masaüstü bilgisayar üretmişti. Reklamında gördüğüm kadarıyla sadece kasaya elektrik getiren bir kablo dışında bir kablosu yoktu. Sanırım tutmadı.
Şimdilik kablo kullanmaya devam. Daha sağlıklı bir yol bulununcaya kadar 'Yaşasın kablo çağı! '

Monday, September 26, 2016

Pazar kahvaltısından bir kesit

  No comments
Bir pazar güzel bir kahvaltı yapmıştık ailece. Fotoğrafını çektim, yazmak şimdiye nasip oldu.
Güzel ülkemde her çeşit kahvaltılık bulunmakla beraber, ben daha çok Hatay kahvaltılıklarından bahsetmek istiyorum. Fotoğrafta yer alanlar onlardan bazıları zaten.
Tuzluyoğurt, süzme yoğurt gibi tabi ki ilk defa görenler için. Çocukken yapıldığını götmüştüm. Yoğurt da tuz katılmış değil yani. Sütü uzun süre kaynatıp karıştırıp içine tuz atıyorsunuz. Bilsem daha fazlasını da anlatacağım. Ama yemekten öğrenmeye vakit yoktu galiba.
Sonra çökelek var. Bildiğimiz beyaz çökeleğe baharatlar, biber salçası katıp güzel bir yoğuruyorsunuz. Sonra küçük toplar haline getirip bir sini içerisine diziyorsunuz. Güneşte beklemesi gerek bu halde. Ama kedilere dikkat etmeniz gerek. Onlar da farkında ne kadar lezzetli olduğunun.
Biber salçası ise acı olduğundan kahvaltı sofrasında göreceğiniz ender kahvaltılıklardan. Geçen yıl biberi kendim aldım. Kendi salçamı kendim yaptım. %100 doğal neyse o yani. Salça değil sos mübarek..
Küçük taze patates son favori kahvaltılıklarımdan. İşte peynir, domates, salatalık...  ekleyin gitsin.
Herkese çayla beraber güzel bir kahvaltı dilerim.

Sunday, September 25, 2016

Güzel bir pazar akşamından bir kare

  No comments
İyi bir hafta geçirmek için iyi bir haftasonu da şart gibi. Her zaman istediğimiz gibi olmasa da iyi geçirmeye çalışmak gerek.
İyi bir planınız olabilir de olmasa olur. Kendim cumartesi gezip pazar günleri erken saatlerde evde olmayı tercih ettim bu hafta. Malum yarın pazartesi.
Okullar da tatil oldu. Bu araları çok iyi değerlendirmek lazım. Geri dönüşü olmayan kavramlardan biri de boş vakitler. Bir amaca yönelik çalışmalar, er geç netice buluyor.
Şimdi demli bir çay içip keyif yapma vakti. İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Saturday, September 24, 2016

Farklı şeyler denemek

  No comments

İnsanın hayatta sıkıldığı anlat olur. Kimi bu anı biriyle paylaşarak, kimi bir yerlerde çay içerek, kimi film izleyerek geçirir.
Tercih meselesi tabi. Ben biraz extreme sports yani adrenalin sporları tutkunuyum. O kadar fazla olmasa da heyecanı severim.
Bir lunaparka gitmiştim yıllar önce.Arkadaşın ısrarı ile gondola binmeyi kabul ettim. Çığlıklar kulağınızda canlandı mı?
En sona doğru önümdeki demirel bütün vücudumla sarılmıştım. Sol yanım tutmuyordu artık. Yere indikten sonra hafif sendelemenin ardından ahtapot denilen şeye doğru ilerlemeye başladık. Ok yaydan çıkmıştı bir defa...  Devamı bir sonraki yazıya....

Friday, September 23, 2016

Pirinç Pilavı nasıl yapılır?

  No comments

Yemek yapmak bir sanat işi olsa da herkes bu işe sanatçı edasıyla başlayamıyor malum.Özellikle üniversite yıllarında arkadaşlarla beraberken yemek yapmanın ya da yapamamanın önemi açığa çıkıyor.Evde beraber yaşayacağınız arkadaşınızın özellikleri arasında iyi yemek pişirmesinin arıyorsunuz bir süre sonra.tabi siz de iyi yemek pişiren biri iseniz,ev arkadaşı bulma yönünde kapılar açık oluyor.
Menemen,makarna,yumurta ve yumurta çeşitleri,patates ve patates çeşitleri ile devam eden öğrenci yemeklerine et çok nadiren eklenir.Et fiyatları her zaman pahalıydı zaten.
Yemeklerden ilk öğreneceğiniz pilav olmalı.Peki pilav nasıl yapılır? İşte püf noktaları dememi beklemeyin.Çünkü sadece bir pilav yapacaksınız.Bir çok sitede pilav tarifleri bulabilirsiniz.Bana göre pilav tarifi ise :
Su bardağı ile ölçü alarak kaç bardak pirinç ile pilav yapacağımızı düşünüyoruz.Bardak sayısını unutmayın,çünkü bardak sayısının iki katı su ekleyeceksiniz.İlk başta bire iki oranını koruyun.Usta olunca kafanıza göre koyarsınız.Ayarladığınız suyu çaydanlıkta kaynamaya bırakıp pilav yapmaya başlayın.Pirinçleri yıkayıp hazır olarak bekletin.
Önce tencereye az bir yağ döküyoruz.Tabi acemiler biraz fazla dökebilir.tencerenin tabanında yayılan yağın,ısınması için biraz bekliyoruz.Sonra ihtiyaç,zevk ve göz ayarına göre şehriye ekliyoruz.Buradaki en önemli olay şehriyeler yanmadan yıkamış olduğunuz pirinçleri tencereye boşaltlmak.Daha sonra da şehriye ve pirinçleri beraberce bir süre kavururun ama yakmayın.
Daha sonra kaynamış olan suyu üzerine döküp biraz karıştırın.Su,pirinç,şehriye düz bir hal aldıktan sonra karıştımayı bırakın ve bir daha karıştırmayın.Yoksa lapa olur.Kapağı kapatın ve arada bir gelip suyunun kaşığın ucunu tencereye batırarak kontrol edin.Suyu kalmayıncada altını kapatıp biraz dinlenmesini bekleyin.Ya da açsanız sıcak sıcak yeyin gitsin.
Pirinç pilavı bu şekilde yapılır.Tabi bu pirinç pilavı tarifi bana aitse de çok özel değil.Diğer yemekleri yaparken de pilavdaki sırayı unutmayın.
Daha iyi tarifler için yorum kısmından bana ve okurlarıma yardımcı olun.

Thursday, September 22, 2016

Okulun ilk günü neler yapılır?

  No comments

Yeni eğtim-öğretim yılı için hazırlandığımız şu günlerde okulun ilk günü neler yapılabilir sorusuna cevap arayalım.
Aslında bir çok öğrenci için okulun ilk günü heyecan verici bir gündür.İster lise ister ilkokul olsun ,her öğrenci  yeni yıla heyecanla girer.tabi bu heyecan nereye kadar gider o da koşullara bağlı.
Uzun bir yaz tatili arkasından ilk defa görüşecek arkadaşlar kadar ,sınıfa yeni gelen öğrencilerle tanışma da  ayrı bir renk katar ilk güne.
Bana kalırsa okulun en masum,en ürkek,en uslu çocukları okulun birinci gününü gerçek anlamıyla yaşayan birinci sınıflar.Anne-babasının elinden tutmuş,sınıfa girip girmemekte kararsız.Ağlayan ,kısık bir sesle eve gitmek istiyorum deyip annesinin arkasına geçen birinci sınıflar.

Ufak bir sürpriz hazırlamalı bence tüm öğrencilere.En azından bir hoş geldiniz.Ya da ufak bir hediye.Ya da  ufak şekerlerden almak küçük mutluluklar için.
Öğrencilere güven veren bir gülümseme olsa öğretmenlerimizde.Her ne kadar hayat şartları bunu zor kılsa da.Belki de rolünü Oscar ödülleri alacak kadar iyi oynayan bir aktör gibi mutlu görünmek.
Öğretmenlerin birbirine karşı öğrencilere örnek olacak kadar iyi olamsı mesela.İlk günden başlasa bu.

Hep mutsuz olacak değil ya öğretmenlerimiz.Hayat devam ederken biz öğretmenlerin yerinde durması olur mu?Güncellesek kendimizi en güncel programlar kadar.Öğrencideki öğretmenim her şeyi bilir kanısını hiç bozmasak?
Peki veliler?Veliler olarak öğretmenler.Neden bir demet çiçeği öğrencimize verip öğretmenimize verip öğretmenine götürmesini istemeyelim ki?Hem bu şekilde öğretmene değer verdiğinizi de göstermiş olursunuz.Çok değil bir demet çiçek sadece. Ya da bir adet gül buketi.Değer verilen öğretmene saygıda da kusur etmez öğrencimiz böylece.İlla öğretmenler günü olması şart mı?
Sınıf öğretmenleri özeldir en az öğrencileri kadar.Toplum öğretmenlerle düzelir,iyi öğretmenler iyi öğrenciler yetiştirir.Nasıl başlarsa öyle devam eder deyip en başından güzel başlayın derim.


Wednesday, September 21, 2016

Reklamlar gerçekten dikkatimizi çekşyor mu?

  No comments
Reklamlar, hayatın değişmez bir gerçeği oldu artık. Tv izlerken kumanda yardımı ile kurtulmaya çalıştığımız reklamlardan kaç tanesi aklımızda kalıyor?
Didi reklamı var benim hatırladıklarım arasında. Teyzenin başarı öyküsü gibi anlattığı reklam,  başarılı olmuştu bence. En azından ben beğenmiştim.
Sonrasında bebek reklamları var. Her ne kadar bazı reklamlarda, konunun bebek ile hiçbir alakası olmasa da...
Özellikle alakası olmayan reklamlarda, bebek kullanılmasına karşıyım. Bu daha çok çocukları reklam izlemeye teşvik eden bir olay gibi geliyor bana. Bunun dışında belki olabilir.
Dalin reklamları var mesela. Konu çocuk olunca izlemek de zoruna gitmiyor insanın.
Eskiden TRT izlemek vardı. Rek-lam-lar diye bir ses gelirdi müzik eşliğinde. Hatırlayan vardır.
Neyse artık, bu hamur çok su götüreceğinden belki başka bir yazıda devam ederim.

Tuesday, September 20, 2016

Monday, September 19, 2016

Sunday, September 18, 2016

Muhteşem bir yemek

  No comments
Patates püresi ile bir tarif denendi. Ben daha çok yeme kısmındaydım.
Püreyi ısıttıktan sonra süt katıp karıştırdık. Yuvarlak olan tepsi o. Sonra fırına sürdük. Ölçüler tamamen doğaçlama ve kafanıza göre.
Sonra yanına tavuk haşlama koyduk. Tabakta görüldüğü üzere bir de salata... Süper bir üçlü oldu. Yemekler de harika olmuştu.
Patates püresi çok doyurucu oluyor haberiniz olsun.


Saturday, September 17, 2016

Superman olmak ve engeller

  No comments

Twitter'da bulduğum bu fotoğrafı sizlerele paylaşmak istedim.Fazla söze gerek bırakmamış deyip de işin kolayına kaçmayacağım.Herkes kendi yorumunu yapsın.
Engelli insanlar da en az bizim kadar normal ihtiyaçları olan insanlar. Bunu acıyarak,onların gözüne sokarak da asıl engelin kimde olduğunu göstermiş oluruz.
Engelli bir çocuğun, ailesinin nazarındaki yerine bakıyorsunuz şu anda.Siz sandalyede görüyorsunuz  onu,ailesi ise havada.Hem de uçarken görüyor. Demek saygı,aynı zamanda aileye de duyulmalı.
Zamanım yeterse biraz daha yazardım.Olmadı sonra gelirim yine.
Peki bu fotoğraf için sizin yorumunuz nedir?

Wednesday, September 14, 2016

Monday, September 12, 2016

Kurban Bayramınız mübarek olsun

  No comments

Kurban bayramı için yukarıdaki kutular ne alaka değil mi?İnsan ister istemez et,kebap,kıyma görüntüleri bekliyor. Ben işin biraz daha manevi boyutunu anlatmaya çalışacağım bu yazımda.
Sevdiklerinizi arayın,mümkünse ziyarete gidin.Giderken de eliniz boş gitmeyin.Zaten kutular,bunu anlatıyor aslında.
Hediyeleşmek çok güzel bir davranıştır. Kendim hediye alınca çok sevinen biri olarak, hediye vererek benim gibi düşünenlere  bu sevinci yaşatabilirim.
Bayramlar en çok kimsesizler ve fakir insanlar için önemlidir. Paylaştıklarımız bize kalıyor ise neden bu fırsatı kaçıralım değil mi?
Hepinize hayırlı,kesiksiz,kazasız,hastanesiz,kurbanı kaçmayan bayramlar....

Friday, September 9, 2016

İyi bir fotoğrafçıdan kareler

  No comments
Bu gün sizlere değişik bir içerik sunmaya karar verdim. Twitter üzerinden iletişim kurduğum @EmirKutluResmi isimli kullanıcıdan güzel fotoğrafları varsa blogumda yayınlamak istediğimi söyledim.Sağolsun kendisi de kırmadı ve bu güzel kareleri sizin de görme şansınız oldu. Kendisine burdan bir kez daha başarılar diliyor,fotoğraflarının devamını beklediğimizi de belirtmek istiyorum.
Antalya Rixos world

Wednesday, September 7, 2016

Meyve-sebze yemeyi unutmayın!

  No comments
Hepimizin çocukluktan başlayan, ne kadar büyüsek de her zaman duyacağımız bir cümle var: ' Dengeli ve düzenli beslenmeliyiz. '
Yüzünüzdeki tebessümü tahmin edebiliyorum. Şimdi bir de bu cümleyi kaç kere duyduğunuzu ve kaç kere tekrar ettiğinizi hesaplayınız.
İşçi ve havuz problemi gibi oldu değil mi?


En iyisi de meyve sebze yemek. Sonbaharın da gelmesi ile birlikte bir çeşit olabildiğince artmış durumda. Fırsatını buldukça hormonsuz olanlardan çeşit çeşit almaya çalışıyorum


Beslenme ve diyet programlarına umarım hiç ihtiyacınız olmaz. En güzel ve sağlıklı günler sizin olsun.

Comments