Tuesday, September 25, 2018

Finlandiya eğitim sistemi nasıl dünyaya örnek oldu?

  No comments
BBC Türkçe'nin haberine göre;
Finlandiya halkı, asfalt ile 1920'li yıllarda tanışmıştı. 19. yüzyılın başlarına kadar tek bildikleri yoksulluktu.
Aksine Brezilya'nın Sao Paulo şehrinde ilk asfalt yol 1909'da yapıldı. O dönem tarımsal ekonomiyle ayakta kalmaya çalışan Finlandiya, ilk asfalt otoyolunu açmak için 1963 yılını bekleyecekti.
Ancak bu iki ülke, yıllar içinde bambaşka noktalara evrildi.
Finlandiya eğitim sistemi ve sosyal politikalarını dönüştürerek dünyanın en ünlü ve saygın eğitim sistemini oluşturdu.
Brezilya ise birçok Latin Amerika ülkesi gibi yoksul ve zengin ailelerin çocukları için eşit eğitim fırsatları yaratmayı halen başaramadı.
Finlandiya mucizesi
Bu mucizevi dönüşüm Finlandiya'da 1970'li yıllarda başladı ve yenilikçi reformlar sayesinde değişim ruhu güç kazandı.
Ülke, 30 yıl içinde vasat bir eğitim sistemini küresel eğitim sıralamalarının tepesinden inmeyen bir "yetenek kuluçka makinasına" çevirdi. Böylece sofistike bir sanayi ekonomisi yarattı.
Peki nasıl?
Özetlersek, dünya ne yapıyorsa tam tersini yaparak.
Finlandiya işin mutfağından başlayarak hem ders saatlerini kısalttı, hem de sınav ve ödev sayısını azalttı.
Uluslararası eğitim uzmanları, bu anlayışın gizli formülünü inceliyor.
Finlandiya ise, sırrını şöyle açıklıyor: Kaliteli kamu eğitimi, sadece eğitim politikalarının değil aynı zamanda sosyal politikaların bir sonucudur.
1990'lu yıllarda 'Finlandiya Dersleri" kitabında bu reformların yaratıcılarından eğitimci Pasi Sahlberg, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Yüksek sosyal refah düzeyi, çocuklar için eşit fırsatlar, aynı zamanda bedava ve kaliteli öğrenmeyi garantilemekte kritik bir rol oynuyor."

Eşit fırsatlar

Başkent Helsinki'nin en önemli ortaokullarından Viikki'yi örnek verelim.
Finlandiya'nın tüm okullarında olduğu gibi, burada bir iş adamının çocuğu ile bir işçinin çocuğunu yan yana görebilirsiniz. Hiçbir şekilde onlardan okul ücreti ya da harç alınmıyor.
Okulun geniş kafeteryasında her gün cömert miktarda sağlıklı gıda veriliyor ve buradaki 940 öğrencinin tamamına ücretsiz sağlık hizmetleri ve diş tedavisi sunuluyor.

Saturday, September 22, 2018

Sivas Kangalının ünü İtalya'ya ulaştı

  No comments
BBC Türkçe'den Övgü Pınar'ın haberine göre İtalya'nın Toskana bölgesindeki kurt saldırıları sonrası anavatanı Türkiye olan Sivas Kangal köpeklerinin kullanılması çağrıları yapıldı.
Son olarak önceki gece Siena kenti yakınlarındaki bir çiftlikte 70 koyunun kurt saldırısı sonucu ölmesi üzerine Toskana Bölge Meclisi üyesi Roberto Salvini, daha önce de dile getirdiği kangal köpekli çözüm önerisini yineledi.

'HARİKA BİR ÖNLEM OLAN SİVAS KANGAL ÖNERİMİZ DİKKATE ALINMADI'

Aşırı sağcı Lig Partisi'nden bölge meclisi üyesi olan Salvini, "Kurtlara karşı tel örgü yöntemi işe yaramadı. Sürülerin kontrol ve korunması için alınan köpekler de yırtıcı hayvanları görür görmez kaçıyor. Sürekli tekrarlanan bu olaylarla baş etmek için harika bir önlem olan Sivas Kangal köpeklerinin alımını önermiştik ama bu önerimiz dikkate alınmadı" dedi.

Salvini, geçen temmuz ayında yaptığı bir açıklamada Toskana'da kurtların çoğalmasıyla ilgili bir araştırma yaptığını ve bu araştırma sonucunda en iyi tedbirin Sivas Kangallar olduğunu belirlediğini söylemişti.

Bölge Meclis Üyesi, "Kangal köpekleri, sürüleri yırtıcılardan koruma kapasitesine sahiptir. Türkiye kökenli bu köpek ırkı, büyük bir fiziksel güce sahiptir ve 80 kilonun üzerindeki ağırlığıyla kurt ve kurt melezlerine kafa tutarak onları alt edebilir" demişti.
İTALYA'DA KURTLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE İZİN VERİLMİYOR
İtalya'da kurtların koruma altında olması nedeniyle öldürülmelerine izin verilmiyor. Bazı bölgeler son yıllarda kurt sayılarının artması ve sürülere zarar vermeleri nedeniyle kurtları öldürme planı açıklamış ancak bu plan Çevre Bakanı'nın engellemesiyle karşılaşmıştı. Geçen yıl da ülkedeki kurtların yüzde 5'inin öldürülmesi planlanmış, ancak bu plan da hayvan hakları savunucularının tepkisi üzerine rafa kaldırılmıştı.
İtalya'da kurt nüfusunun çok azalarak 1960'larda 100'e inmesi üzerine 1971'de kurtlar koruma altına alınmıştı ve avlanmaları yasaklanmıştı. Bu tedbirler sayesinde ülkedeki kurt sayısının artarak bugün yaklaşık 1600'e ulaştığı belirtiliyor.

Friday, September 21, 2018

Türkiye OECD sıralamasında nerede?

  No comments
BBC nin haberine göre;
Türkiye'de 2018-2019 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili bugün çaldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre 17 milyondan fazla öğrenci, 75 binden fazla öğretmen okul koridorlarında.
Temmuz ayında göreve gelen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni eğitim dönemi için sınavla yerleştirme sistemi ve mesleki eğitimden öğretmenlerin eğitimine birçok alanda değişiklikler hedeflediğini söyledi.
TRT Haber'e yaptığı açıklamada 3 yıllık eğitim vizyon belgesini 15 Ekim'de açıklayacağını söyleyen Selçuk, "Dünya nerede biz neredeyiz, bunu inşa etmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Peki Türkiye, eğitimde OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında hangi noktada?
Liseden önce okulu bırakanların oranı %44
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD'nin yıllık olarak yayımladığı "Bir Bakışta Eğitim" raporuna göre, Türkiye'de 2017 yılında 25-34 yaş aralığında olup lise eğitim düzeyinin altında kalanların oranı yüzde 44 idi. Bu oran, yüzde 15 olan OECD ortalamasının yaklaşık 3 katı.
Aynı yıl 35 OECD ülkesinin sıralandığı rapordaki bu rakamlarla Türkiye, Meksika'dan sonra en üst sıralarda yer aldı.
25-34 yaş aralığında olup lise eğitimi almamış olanların oranı örneğin başkent Ankara'da yüzde 33 iken, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari gibi kentlerde yüzde 70 düzeyinde.

Lise düzeyinin altındaki kadınların oranı erkeklerden fazla

Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) güncel verileri, Avrupa ülkelerinin pek çoğuna paralel olarak Türkiye'de eğitimden erken ayrılmaların oranının hızla düştüğünü gösteriyor.
Ancak birçok OECD ülkesinde erkeklerin eğitim düzeyi kadınlardan daha düşükken, Türkiye'de aksine kadınlar erkeklere göre dezavantajlı konumda.
Türkiye'de 2017 yılında, eğitimden erken ayrılma oranı kadınlarda yüzde 34 iken, erkeklerde bu oran yüzde 31 olarak kayda geçti.
Yazının devamı için
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-45547955


Tuesday, September 18, 2018

Hangi tür insansınız?

  No comments

Mynet haberde okuduğumda göre;
Dünyada dört tür insan varmış: Çekingen, ben merkezci, rol modeli ve vasat

Bilimsel bir araştırma, insanların karakter özelliklerine göre dört farklı kategoriye ayrıldığını ortaya koydu.

Bilim insanlarının dünyada 1,5 milyon kişi tarafından yanıtlanan anketlere dayanarak elde ettiği bulgulara göre, insanlar çekingen, ben merkezci, rol modeli ve vasat olarak dört farklı kategoriye ayrılıyor.
Bunun insanların karakter yapılarını bilimsel bir temele göre sınıflandıran ilk araştırma olduğu öne sürülüyor.
Araştırmaya internet üzerinden yapılan dört kapsamlı anketin sonuçları baz oluşturdu. Her biri yaklaşık 400 sorudan oluşan bu anketlere verilen yanıtlardan yola çıkılarak duygusal dengesizlik, şeffaflık, uyum gösterme, dürüstlük ve dışa dönüklük olarak sıralanan beş karakter özelliğine odaklanıldı.
Bu karakter özelliklerinin her biri için algoritmalar kullanılarak, dört farklı "küme" oluşturuldu.
Bilim insanlarının tespit ettiği bu kümeler içinde diğer insanlar tarafından en fazla sevilme ihtimali bulunanlar "rol modeli" kategorisinde yer alanlar.
Araştırmanın liderliğini yapan ABD'deki Northwestern Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Luis Amaral, yaşlıların ve kadınların "rol modeli" kategorisinde yer alma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu söyledi.
Amaral, "Bu kişiler, güvenilir ve yeni fikirlere açık insanlar. Bir işi teslim etmek için bu kategorideki insanlar ideal aday olur" dedi.

Her kategorinin özellikleri neler?

Vasat: Duygusal dengesizliği yüksek ve dışa dönük kişiler. Ancak çok şeffaf değiller. Bu kategoride erkekten çok kadınların yer aldığı belirtildi.
Rol modeli: Duygusal dengesizliği az ancak diğer karakter özellikleri açısından yüksek. Yaşla birlikte rol modeli olma ihtimali de doğru orantılı bir şekilde artıyor. Kadınların, erkeklere kıyasla bu kategoride olma ihtimalleri daha yüksek.
Çekingen: Duygusal olarak istikrarlı ancak şeffaf ve dengesiz değiller. Dışa dönük kimseler olmadıklarını söylemek mümkün. Ancak uyum gösterme ve dürüst olma özelliklerini taşıyorlar.
Ben merkezci: Çok dışa dönük ancak şeffaflık, uyum gösterme ve dürüstlük konusunda ortalamanın altında kalıyorlar. Araştırmaya imza atan bilim insanlarından biri, bu kategoriyi "Bu kişilerle birlikte zaman geçirmek istemezsiniz" sözleriyle tarif ediyor.

Emmy Ödülleri sahiplerini buldu.

  No comments
DW Türkçe'de yer alan habere göre;
ABD'de televizyon dünyasının en önemli ödülleri arasında sayılan Emmy Ödülleri dün Los Angeles'ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. "TheMarvelous Mrs. Maisel" adlı dizi geceden en çok ödülle ayrılan yapım oldu.
Los Angeles merkezli Televizyon Sanat ve Bilimleri Akademisi tarafınan bu yıl 70'inci kez verilen Emmy Ödülleri dün düzenlenen törenle sahiplerini buldu. 122 kategoride verilen ödüllerde bu yıl başı çeken yapım bir dönem dizisi olan "The Marvelous Mrs. Maisel" oldu.
50'li yıllarda geçen bir hikayeye odaklanan dizi, "En İyi Komedi Dizisi" dalında ödüle layık görüldü. Dizinin başrol oyuncusu Rachel Brosnahan "En İyi Başrol Oyuncusu" dalında ödül alırken, Alex Borstein da "En İyi Yan Rol Oyuncusu" seçildi. Dizi ekibi, toplam sekiz ödülle geceden ayrıldı.
George R.R. Martin'in çok satan romanından uyarlanan "Game of Thrones" dizisi ise "En İyi Drama" dalında rakiplerine fark atmayı başardı. Geçen yıl aynı kategoride ödül alan "The Handmaid's Tale"i bu sene geride bırakmayı başaran dizi toplam 22 dalda ödüle aday gösterilmişti. Dünya çapında geniş bir hayran kitlesi elde eden "Game of Thrones" geçen yıllarda toplam 45 dalda Emmy Ödülü almayı başardı.
70. Emmy Ödülü sahiplerinin bazıları şöyle:
En İyi Drama: "Game of Thrones" (HBO)
En iyi mini dizi: "The Assassination of Gianni Versace: An American"
En iyi komedi: "The Marvelous Mrs. Maisel"
En iyi TV filmi: "USS Callister" (Black Mirror)
En iyi kadın oyuncu (Drama): Claire Foy, "The Crown"
En iyi erkek oyuncu (Drama): Matthew Rhys, "The Americans"
En iyi erkek oyuncu (Komedi): Bill Hader, "Barry"
En iyi kadın oyuncu (Komedi): Rachel Brosnahan, "The Marvelous Mrs. Maisel"
En iyi kadın oyuncu (Mini dizi ya da film): Regina King, "Seven Seconds"
En iyi erkek oyuncu (Mini dizi ya da film): Darren Criss, "The Assassination of Gianni Versace: American Crime Story"
En iyi yönetmen (Drama): Stephen Daldry, "The Crown"
En iyi senaryo: Joel Fields ve Joe Weisberg, "The Americans"
Afp,dpa/BÖ,MK
Emmy Ödülleri sahiplerini buldu https://p.dw.com/p/353Fd

Monday, September 17, 2018

100 tabak suşi yenir mi?

  No comments
BBC de yer alan habere göre;
Almanya'nın Landshut kentinde 'yiyebildiğin kadar ye' kampanyası yapan bir açık büfe suşi restoranı, 100 tabak yemek yiyen triatloncu müşterisine giriş yasağı koydu.
Jaroslav Bobrowski adlı müşteri, "hiç bitmeyen yemeği" için yaklaşık 16 Euro hesap ödedi. Garsonlar, Bobrowski'nin bahşişini reddederken restoran sahibi, "Bu normal değil" dedi.
Bobrowski, 20 saat aç kaldıktan sonra tıka basa doyuncaya kadar yemek yenen bir rejim uyguluyor. Eskiden vücut geliştirme sporu yaptığı belirtilen Bobrowski, bir gazeteye, giriş yasağına şaşırdığını belirterek restoranın düzenli bir müşterisi olduğunu söyledi.
'80 tabak falan yemişimdir'
Bobrowski, 100 tabak suşi yemediğini, restoran sahibinin rakamı "abarttığını" öne sürerek "80 tabak falan yemişimdir. Ama 100'e yuvarlamışlar" dedi.

Garsonların Bobrowski'nin ne kadar suşi yediğini hesaplamak için masasındaki boş tabakları kaldırmadığı belirtiliyor.

Sunday, September 16, 2018

Japonlar Maraş dondurmasını merak ediyor.

  No comments
Sputnik'te yer alan habere göre;
Dünyada en çok kullanılan arama motoru Google'un bir aylık trend verilerine göre Japonya'da Türkiye ile ilgili en çok aranan konular arasına Maraş dövme dondurmasının da listeye girmesi dikkat çekti. Japonların dondurmayı araştırması ise ustaların yaptığı ilginç şovundan kaynaklanırken Türkiye ile ilgili aramalarda Maraş dondurması dışında lokum,rakı, Lira, İstanbul, uluslararası ticaret, Osmanlı İmparatorluğu, Sultanahmet Camii, balon uçuşları ile ilgili konularda üst sıralarda yer aldı.Japonlar Türkiye'de Kapadokya'ya balon turu için gelen turistler sıralamasında listelerin en önünde yer alıyor. Bu arada Türk turizmindeki yeniden yükselme trendi Google'un verilerine de yansıdı. Google'un son 12 aylık trend verilerine göre dünya genelinde "Holiday to Turkey 2019"(Türkiye'ye tatil 2019) aramaları büyük artış gösterdi.

Saturday, September 15, 2018

İnsan neden kaytarır?

  No comments
BBC Türkçe'nin haberine göre; tembelliğin ve kaytarma eğiliminin beynin amigdala bölümü nedeniyle ortaya çıktığını öne süren bilim insanları amigdalanın motivasyonu kontrol ettiğini ifade etti. Duyguları da denetleyen amigdalanın boyutu kaytarma oranını belirliyor.
Bilim insanları kaytarmaya meyilli kişilerde amigdalanın daha büyük ve eylem merkeziyle bağlantısının daha zayıf olduğunu belirtiyor.

Amigdalası büyük insanlar, duyguları süzüp dikkat dağınıklığını kontrol etme konusunda sorun yaşıyorlar. Ayrıca bu kişiler olumsuz sonuçlar konusunda diğer insanlara nazaran daha çekingen oluyorlar bu nedenle de tereddüde kapılıp ertelemeyi tercih ediyorlar.

Amigdalası büyük kişiler tembellik değil sadece gerekeni değil başka bir şeyi yapmış oluyorlar. Bilim insanlarına göre beyni eğitmek imkansız değil.

Bunun için dikkatinizi dağıtan ne varsa hepsini azaltarak adım adım planlama uygulamasını devreye sokun. Ayrıca meditasyon yaparak kafanızdan geçenlerin farkında olabilirsiniz.




Wednesday, September 12, 2018

Plastik çöpe organik çözüm mü geliyor?

  No comments
İngiltere'de yayınlanan The Times gazetesinin aktardığına göre konuyla ilgili 18 ülkeden 100'den fazla bilim insanı bu hafta Londra'nın batısında yer alan botanik bahçesinde bir araya gelerek bu mantardan yola çıkarak nasıl araştırmalar yapılabileceğini tartışacak.
Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki bir çöplükte bulunan plastik yiyen bir mantar türü, her geçen gün büyüyen plastik kirliliğine bir çözüm olabilir.
Londra'daki Royal Botanic Gardens'ın (Kraliyet Botanik Bahçeleri) yayınladığı rapora göre mantar doğada çözünmesi yüzyıllar alan plastiği haftalar içinde çözüyor.
Mantarın salgıladığı enzimler polyester poliüretan gibi plastikleri çözebiliyor. Bilim insanları şimdi bu enzimin yaratılmasından hangi genlerin sorumlu olduğunu tespit etmeye çalışıyor. Gen tespit edildikten sonra bu enzimin endüstriyel miktarda üretilip üretilemeyeceği araştırılacak.
The Times'a konuşan Royal Botanic Gardens'tan Dr. Ilia Leitch, bu genin okyanuslardaki deniz mantarlarına da aktarılarak o bölgelerdeki plastik kirliliğinin de azaltılabileceğini söyledi. Leitch büyük şirketlerin de bu mantarla ilgilendiğini ve mantarın beş yıl içinde plastik sorununa yanıt olma potansiyeli taşıdığını belirtti.
Dünyadaki mantar türlerinin yalnızca yüzde 5'inin tespit edildiği tahmin ediliyor. İnsanların tırnaklarından hayvanların ciğerlerine kadar çok çeşitli yerlerde farklı boyutlarda ve özelliklerde yetişebilen mantarlar, en geniş çeşitliliğe sahip canlılar arasında yer alıyor.

Comments