Wednesday, April 18, 2018

Yurtdışında eğitim için öneriler

  No comments
Bbc Türkçe'nin haberine göre;
Dünya çapında 4,3 milyon öğrenci üniversite eğitimini yabancı bir ülkede yapıyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı OECD verilerine göre en fazla uluslararası öğrenci çeken ülkeler Avustralya, İngiltere, İsviçre, Yeni Zelanda ve Avusturya. Öğrencilerin çoğu ise Asya’dan.
ABD’deki Uluslararası Eğitim Enstitüsü’nden Daniel Obst, küresel ekonomide başarılı olmak isteyen her öğrencinin yurtdışında okuması gerektiğini söylüyor. “İşverenler, çok uluslu ekiplerde çalışacak, farklı dilleri konuşabilen, farklı bölgelere gidebilecek, yurtdışında yaşamış olmanın kazandırdığı esneklik ve uyum becerilerine sahip insan arıyor” diyor.
Yurtdışında okumaya gidecek kişilerin, aileden ve arkadaşlarından uzak olma haline alışması ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi gerekir. Gidilen ülkenin dilini bilmek avantajlı, problem çözme becerisi ise gerekli olacaktır.
Her ülkenin eğitim kurumlarına başvuru koşulları ve tarihleri farklı olduğundan, yurtdışında okuma kararı netleştiği andan itibaren eğitim programları araştırılmalı, burs ve vize için yeterli zaman ayrılmalıdır.
Farklı uzunlukta ve farklı zorluk derecelerinde olan çeşitli yurtdışı eğitim programları vardır. Bunların bazıları İngilizcedir, bazıları iki farklı kurumdan diploma almayı sağlayabilir. Bazılarında eğitim oldukça ağır, bazılarında daha hafiftir.
Doğru programı seçebilmek için iyi araştırmak gerekir. Başlangıç için IIEpassport.orgIESabroad.org ve StudyAbroad.com siteleri kullanılabilir.
Ayrıca şu konulara dikkat etmek yararlı olacaktır:
Kredi transferi: Yurtdışı eğitimi için ne kadar zaman ayıracaksanız harcadığınız zamanın asıl üniversitede kredi olarak kabul edildiğinden emin olun.
Masraf artabilir: Çoğu zaman yurtdışı eğitimi için harç ödemek gerekir. Bunun yanı sıra geçim masraflarını iyi hesaplamalıdır. Yurtdışında yaşamanın ne kadar pahalıya mal olacağı unutulmamalıdır. Bunda döviz kurunun da etkisini hesaba katmak gerekir.
Daha ucuza gelebilir: Obst, ABD’de üniversite eğitimi için yurtdışına giden öğrenci sayısının giderek arttığını söylüyor. “Genellikle Avrupa’ya gidiyorlar. Bunun bir nedeni de çoğu ülkede üniversite harçlarının Amerika’dakinden daha düşük olması. Bu programların çoğu İngilizce oluyor. Ya da örneğin Almanya’da üniversiteye kaydolmak için çok iyi Almanca bilmeniz gerekmiyor” diyor.
Yurtdışında eğitim görmek artık 20 yıl önceki gibi değil. Skype gibi programlar aracılığıyla iletişim çok daha kolay ve ucuz.
Ancak bu kolaylıklara kendinizi kaptırıp başka bir ülkede olduğunuzu unutmamalısınız. Bilgisayar ya da telefon başına oturup tüm zamanı memleketteki aile ve arkadaşlarla geçirmek doğru olmaz. Oradaki yaşantıya ve kültüre entegre olmalı, yurtdışı deneyimini dolu dolu yaşamalısınız.
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Capital sayfasında okuyabilirsiniz.
Dergideki diğer makalelere buradan ulaşabilirsiniz.

Alpler kara hasret

  No comments
Dw Türkçe'de yer alan habere göre;
Bundan 40, belki de 50 sene önce Alpler denince akla beyaz kar tabakasıyla örtülü sıra sıra dağlar gelirdi. Ancak Alpler'in doğu kanadında kalan 800 metre yükseklikteki Lackenhof kasabası sakinleri son yıllarda kara hasret. Küresel ısınma nedeniyle Alplerde bulunan kayak bölgeleri art ardına kapatılınca kasaba sakinleri de kara kara düşünür oldu.
"Geçen sene toplam sadece 20 gün kar yağdı. Ondan önceki sene daha da az yağmıştı", diyor kasaba sakinlerinden Karl Oberreiter. Teleferik çalışanı Oberreiter tedirgin: "80'li yıllardan bu yana bütün sezon kar yağdığını görmedik. Böyle giderse kar yetmeyecek. O zaman ne olacak, hiçbir fikrim yok."
1960'lı yıllardaki kış aylarına nispeten Alpler'de kış artık 30 gün daha kısa. Hatta öyle ki 2100 yılına kadar 1.200 metrenin altındaki yerlere hiç kar yağmayacağı söyleniyor. Kayak bölgelerinin ortalama yüksekliğinin de 1.200 metre olduğu düşünülürse bu Alpler'in yüzde 70'nin karsız kalacağı anlamına geliyor.
2100 senesinde de Alpler'de hala kış tatili ve sporları yapılabilmesi için, küresel ısınmanın hedeflendiği gibi 2 derece değil, her ne kadar ulaşılması imkansız gibi görünse de, 1,5 dereceye indirgenmesi gerekiyor. Ki bu bile Alpler'in bu yüzyılın sonuna doğru bugünden daha az kar alan ve daha sıcak bir yer olacağı gerçeğini değiştirmeye yetmeyecek.
Kayak ve turizm branşlarını bekleyen bu karanlık senaryo uluslararası bilim insanlarını bir araya getirdi. Bir kısmı Avrupa Birliği tarafından finanse edilen bu ekip kasım ayında "ProSnow" adını verdikleri projeyi hayata geçirdi.
İklim değişikliği en çok kış sporlarını etkiliyor
Morin'in sorusu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Kaliforniya eyaleti için de geçerli. Los Angeles'e 500 kilometre uzaklıktaki Mammoth Kayak Bölgesi'ndeki kayak sporcularından Jamie Shectman kurak geçen bir sonbahardan sonra kar yağmasını bekliyor. Shectman yıkıcı fırtınalar ve orman yangınlarının iklim değişikliğinin hızla ilerlediğinin göstergesi olduğunu söyleyerek "Daha fazla kar üretmek buna çözüm olmaz" diyor.
"Aslında kış sporları ve iklim değişikliği arasında tam bir zıtlık var" diyor Shectman ve ekliyor: "İklim değişikliğinden en çok kış sporları etkileniyor. Aslında bu sektörün küresel ısınmaya karşı verilen mücadelede en ön saflarda olması gerekir."
Shectman'a göre kayak bölgeleri kendi kendine yeten ve tamamen rüzgar, su, güneş ve biyokitle enerjisi ile çalışan yerler haline gelmeli. Bir güneş enerjisi projesinde çalışan Shectman, "Gün gelecek iklim değişikliği teknolojik çözümlerle üstünden gelinmeyecek bir hal alacak. Bu yüzden bunun önüne geçmek en önemli amacımız olmalı" diyor.
Geçtiğimiz yüzyılın yaşanan en sıcak yüzyıl olduğunu anımsatan Shectman, "Sierra Nevada'nın kuzeyinde kar yağışı 1.200-1.500 metre arasına çıktı. Fırtınalar artık eskisi gibi zirvelerde esmiyor. Eskisi kadar kuvvetli değiller" şeklinde konuşuyor.
Haberin kaynağı: http://www.dw.com/tr/iklim-de%C4%9Fi%C5%9Fikli%C4%9Fi-alpler-kara-hasret/a-42478650

Comments