Sunday, October 9, 2016

Kimi ne kadar dinleriz?

  No comments

'Söz gümüş ise suküt altındır.' sözünü çok erken yaşlarda duymuş olmama rağmen gerçek manasını kavramam bu atasözünü duyduktan çok zaman sonra oldu.Peki siz ne zaman anladınız?Günümüz Türkiye'sine ve hatta günümüz insanlığına baktığımız zaman,insanların gerçek manada birbirini dinlemediklerini söyleyebiliriz.Peki bu sorun nasıl çözülür?
İnsanoğlu varolduğu günden beri kendisini geliştirerek hep daha iyisini amaçlamıştır.Örneğin,arılar balı mükemmel bir şekilde yaparlar.Hatta kovana zararlı maddelerden yapılmış bal getiren arıları yok edecek kadar bilgiye sahip bir şekilde yaratılırlar.Ama gelin görün ki yüzyıllardır onların bu düzeninde bir değişme olmamıştır.Çıkıp yeni bal çeşitleri üretsinler demiyoru tabi ki de.Ama insan öyle mi?
Tarihinin çeşitli dönemlerinde bir çok imparatorluk,krallık,güçlü devletler gören insanlık,her zaman kendini yenileyerek bugünlere gelmiştir.Genel itibari ile başkalarını dinleyen,diğer insanların fikirlerinden istifade eden kişiler;tarihte adı anılar,çığır açan kişiler olmuştur.Bu insanlar hem kendilerini hem diğer insanları çok iyi dinlemişlerdir.Bu olayı öğrencilerimize aşılayabilirsek,gerçek anlamda bir eser ortaya çıkarmış olacağız.
     Bir örnek ile konuya biraz daha açıklık  getirmek istiyorum.Amerikada ilkokullar hakkında bilgi toplarken bir siteden şunu okumuştum:'Sınıflarda öğretmenin 'Susun!' diye bağırdığını duyamazsınız.Çünkü,aileden dinleme eğitimi almış olarak gelirler.' Çok ilginç değil mi?Ben okuduğumda çok şaşırmıştım.Hatta hoşuma gitti.Tekrar okudum.Bir akadaşım da Amerika'ya gitmişti.Bir yıl kaldı ve geri döndü.Ben de acaba gerçekten öyle mi diye ilkokula giden kızına sordum.Aldığım cevap okuduğum cümleleri doğrular nitelikteydi.
  Eğitimin ilk başladığı yer aile olduğuna göre bu sonuç son derece normal aslında.Şimdi öğretmen olarak bizler,en önce kendimize daha sonra da ilk kendi çocuğumuza dinlemeyi öğretmeliyiz.Sınıfı susturma değil,dinleme yoluna girmeliyiz.Ne kadar zor bir olay bu:Arkadaşı konuşurken,hatta siz konuşurken dinlemeyen birinin olması.Sonra sizin onu ya da bir başkasını susturmak için defalarca 'Susun!' demesi.
    Bu konuda bir çok çözüm getirebilir her öğretmen.Davranış panosu,neden dinleme panosu olmasın ki?Dinleyen öğrencileri daha çok ödüllendirsek.Daha fazla dinleme metni etkinlikleri bulsak.Öğrencilerimize dinleme kurallarının gerçekten çok önemli olduğunu kavratsak ... Ne kadar harika olur değil mi?
       Son olarak B.Franklin'in sözünü hatırlatmak istiyorum:Dinlemesini bilenler,ülkeleri fethetmesini bilenlerden daha büyüktür.

No comments :

Post a Comment

Comments