Sunday, October 22, 2017

Türkiye'nin tehlikeli olarak şikayet edilen ürünleri

  No comments
BBC Türkçe'nin haberine göre:
İtalya Ziraatçılar Birliği (Coldiretti) tarafından hazırlanan, sağlık açısından en tehlikeli gıdalar listesine en fazla sayıda ürün ve şikayetle giren ülke Türkiye oldu.
Coldiretti'nin listesi, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve Avrupa ülkelerine giren gıda ürünleri hakkında verilen ikaz ve uyarıların bir araya getirildiği RASFF raporuna dayandırıldı. Söz konusu listeyle ilgili İtalya'nın Cernobbio kasabasında düzenlenen Uluslararası Tarım ve Gıda Forumu'nda Cuma günü bir sunum yapıldı. Coldiretti, ayrıca bunu, "en tehlikeli gıdalar kara listesi" başlığıyla kendi internet sitesinde de yayınladı.
Ürünlerin sıralaması, 2016 yılında haklarında verilen ikaz ve uyarı sayısına göre yapıldı. Listenin ilk sırasında 96 uyarıyla İspanya üretimi balık yer aldı. İspanya'dan gelen balıkların yüksek seviyede cıva ve kadmiyum içerdiği gerekçesiyle şikayet konusu olduğu belirtildi. Listenin ikinci sırasında 93 uyarıyla ABD'den ithal edilen diyet ve gıda takviyesi ürünler, üçüncü sırada da 60 uyarıyla Çin'den ithal yer fıstığı yer aldı.
Dördüncü sırada ise yüksek derecede böcek ilacı kalıntısı içerdiği belirtilen Türk malı biber geldi. Türk biberi için geçen yıl 56 uyarı yapıldığı belirtildi. 14 maddenin 5'i Türkiye'den 14 maddelik listede Türkiye'den gelen beş ürün yer alıyor. Listeye Türk biberinin yanı sıra Türkiye'de üretilen kuru incir, fındık, Antep fıstığı ve kuru kayısı da girdi. Türkiye, tehlikeli ürünler listesine en fazla ürünle giren ve ürünleri hakkında en fazla sayıda uyarı yapılan ülke oldu.

Saturday, October 7, 2017

Viking mezarında "Allah ve Ali yazısı

  No comments
Sputnik Türkçe'de yer alan habere göre İsveç'te 9. yüzyıldan kalma Viking mezarlarında 'Allah' ve 'Ali' yazılı giysi ve kumaşlar bulundu. Heyecana neden olan keşifle ilgili konuşan Uppsala Üniversitesi Eski Çağ Tarihi ve Arkeoloji Bölümü araştırmacılarından Annika Larsson "Vikingler, İslam dininden ve ölümden sonra cennette sonsuz yaşam inanışından etkilenmiş olabilir" dedi. Uppsala Üniversitesi Eski Çağ Tarihi ve Arkeoloji Bölümü araştırmacılarından Annika Larsson, Birka kentinde ortaya çıkarılan Viking mezarlarındaki incelemeler sırasında üstünde Allah ve Ali yazılı giysi ve kumaşlar bulduklarını belirtti.
DNA analiziyle tarih yeniden yazıldı: Kadın Viking savaşçılar gerçekten varmış Larsson, "İlgi çekici bir keşif oldu. Vikingler, İslam dininden ve ölümden sonra cennette sonsuz yaşam inanışından etkilenmiş olabilir'' değerlendirmesinde bulundu. Sözcüklerin Arap harflerinin düz, köşeli ve geometrik olarak kullanıldığı Kufi yazı türüyle yazıldıklarına işaret eden Larsson, ''Vikingler, ölülerini elbise ve mücevherleriyle gömüyordu. Mezarlarda üstlerine gümüş şeritlerle Allah ve Ali ifadeleri işlenmiş bazı ipek giysiler ve kumaşlar bulduk. Keşif, heyecana neden oldu. Bu ifadelerin işlendiği giysiler, genellikle ölünün baş ucuna konulmuş. Bu ifadelere bazı yastıklarda da karşılaştık'' dedi. Vikingler ile İslam alemi arasındaki kültür alışverişine dikkati çeken Larsson, ''Rusya'nın Volga Nehri boyunca İskandinavya ile Orta Asya arasında bir kültür alışverişi vardı. Mezarlardan çıkan bu kumaşlar, ya ticaret yolu ile satın alınmış ya da yağma yoluyla ele geçirilmiştir. Burada ilginç olan, kültür değişiminin göze çarpmazı. Bazı kaynaklara göre, Müslüman Araplar, ticaret veya başka amaçlar için Batı'ya yolculuk ediyordu'' şeklinde konuştu.
Vikinglerin ölüm sonrası yaşam düşüncesine sahip olduğunu gösteren birçok bulguya rastladıklarını söyleyen Larsson, ''Viking tanrısı Oden'in, Asya'dan göç edip İsveç'in Malardalen bölgesine yerleşen bir savaşçı olduğu söylenir. Vikingler ölümden sonra da hayatın devam ettiğini ve cennette sonsuz yaşamın olduğuna inanıyordu. Bu inanış, doğrudan İslam'dan etkilenmişti'' ifadelerine yer verdi. Larsson, mezarlarda bulunan giysi ve kumaşların geçen haftadan itibaren Enköping Müzesi'nde sergilenmeye başladığını, serginin 3 Şubat 2018'e kadar açık kalacağını sözlerine ekledi. İki yıl önce de Björkö Adası'nda yapılan bir kazıda, 9. yüzyıldan kalma Viking mezarında Allah yazılı bir yüzük ortaya çıkarılmıştı.

Tuesday, October 3, 2017

Vücudumuzun saati bilimsel olarak kanıtlandı.

  No comments
BBC Türkçe' nin haberine göre  'Vücut Saati'ni araştıran 3 Amerikalı bilim insanına Nobel Tıp Ödülü  verildi.
İnsan vücudunun biyolojik saatini inceleyen ve bunu kontrol eden moleküler mekanizmaları ortaya çıkaran üç ABD'li bilim insanı, 2017 Nobel Tıp Ödülü'ne layık görüldü. "Sirkadiyen ritim" diye de bilinen vücudun biyolojik saati, geceleri uyumamızın sebebi olduğu gibi, davranışlarımız ve bedensel işlevlerimizi de ciddi şekilde etkileyen bir olgu.
Bu konuda çalışmalar yürüten ABD'den bilim insanları Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash ve Michael W. Young Nobel Tıp Ödülü'nü paylaşacak. Nobel Komitesi, 3 bilim insanının bulgularının "sağlık ve esenliğimiz açısından dev etkileri" olduğunu açıkladı.
Nobel Tıp ödülüne layık görülen Jeffrey Hall, Michael Rosbash ve Michael Young Her hücrede bir saat Tıpkı bitkiler, hayvanlar hatta mantarlar gibi insan vücudunun da hemen her hücresinde bir saat işliyor. Ruh halimiz, hormon düzeylerimiz, vücut ısımız ve metabolizmamız, hepsi günlük bir ritim içinde çalışıyor. Örneğin her sabah vücudumuz yeni güne hazırlanmak üzere ısınırken kalp krizi riskimiz artıyor.
Biyolojik saatimiz vücudumuzu gece ve gündüze uyum sağlayacak şekilde öyle bir netlikte ayarlıyor ki bu ayarın bozulması çok ciddi sonuçlar yaratabiliyor. Uzun uçak yolculuklarından sonra zaman farkından dolayı yaşanan sarsıntı da işte vücudun, kendisini, ayarladığı ritmin dışında bir yerde bulmasından kaynaklanıyor. Kısa vadede vücut saatinin ritmini bozacak şeyler hafıza oluşumunu etkiliyor, fakat uzun vadede tekrarlandığında iki tür diyabet (şeker hastalığı), kanser ve kalp hastalıkları risklerini artırıyor.
"Moleküler saatin nasıl çalıştığını gösterdiler' Oxford Üniversitesi'nden biyolojik saat uzmanı Profesör Russel Foster "Bu sistemi bir kez bozduğumuzda metabolizmamız üzerinde etkisi çok büyük olur" diyor. Profesör Foster, Amerikalı 3 uzmanın Nobel ödülünü kazanmış olmasından büyük sevinç duyduğunu, Hall, Rosbach ve Young'ın vücut saatinin nasıl çalıştığını ilk açıklayanlar olarak bu ödülü hakettiklerini de söyledi ve ekledi: "Bize moleküler saatin bütün bir hayvanlar aleminde nasıl çalıştığını gösterdiler." Üçlünün bu konudaki araştırması meyve sinekleri üzerinde yapılmıştı fakat bulguları bütün hayvanlarda moleküler saatin çalışmasını sağlayan döngüleri açıklamış oldu.
PER düzeyi istikrarsızlaştıkça biyolojik saat hızlanıyor.Jeffrey Hall ve Michael Rosbash, DNA yapısında, periyod geni diye adlandırılan bir kısmın, sirkadiyen ritim de denilen biyolojik saatin düzenlenmesinde etkili olduğunu ortaya koydular. Periyod geni PER adlı bir proteinin üretilmesini sağlayan "talimatları" içeriyor. PER düzeyi yükseldikçe periyod geni de talimatları kendi kendine kapatıyor. Bunun sonucunda PER proteini düzeyi 24 saatlik döngüler halinde değişiyor, geceleri yükselip gündüzleri yine düşmeye başlıyor. Michael Young da "zamansız" ve "çift zamanlı" diye adlandırılan iki gen keşfetti. Bu iki gen de PER proteini düzeyinin istikrarını etkiliyorlar. PER düzeyi ne kadar istikrarlı ise vücut saati o kadar yavaş çalışıyor. İstikrarsızlaştıkça biyolojik saat de hızlanıyor. PER'in istikrarlı olup olmaması kimilerimizin erkenci ya da 'tarla kuşu' ve kimilerimizin de gececi yani 'baykuş' olmasının sebebi aynı zamanda. Bu çalışmalardan önce biyolojik saat konusu tam olarak anlaşılamamıştı.
Moleküler biyoloji uzmanı Dr Michael Hastings, "Meyve sinekleri üzerindeki bu çalışma öncesinde genetik mekanizmalar konusunda hakikaten bir bilgimiz yoktu. Vücut saati konusu astroloji ile aynı düzeyde bir bilinmeyen sayılıyordu" diyor. Üç uzmanın çalışmaları önemli bir kamu sağlığı konusu olan gece mesaisi konusundaki yeni çalışmaların da önünü açabilir. İlgili haberler İngiliz tıp uzmanları açıkladı: 'Antibiyotikler iyi hissedene dek kullanılmalı' 27 Temmuz 2017 Nobel Ekonomi Ödülü Amerikalı ve Fin iktisatçılara 10 Ekim 2016 Nobel Tıp Ödülü, Japon hücre biyoloğu Yoshinori Ohsumi'ye verildi.

Comments