Sunday, July 10, 2016

Büyük İtalya Turuna ne dersiniz?

  No comments
Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte tatil yerleri arayışları da başladı.Özellikle tüm yıl çalışıp yaz tatilini bekleyenler için İtalya turu iyi bir tercih bence.
Tabi paranızın varlığı önemli bu konuda.Peki nereleri gezebilirsiniz büyük İtalya turunda?
Roma,Floransa,Milano,Venedik gideceğiniz ilk şehirler. Bunun yanında rengarenk adalar da var bir çok insanın ilgisini çeken.
Roma'da bir çok tarihi eseri görmeniz mümkün.Roma İmparatorluğundan kalma eserler,müzeler,gladyatörler,antik roma sizi bekliyor burada.
Floransa İtalya'da pek çok gezilecek yer bulunmaktadır. Santa Maria del  Fiore kilisesi bunlardan biri.Floransa Bargello palace sarayı,Floransa Piazza della signoria meydanı,Floransa Palazzo vecchio (eski saray)  da gezebileceğiniz diğer yerler.
Milano hem seyehat hem de alışveriş severler için güzel bir şehir. Peki nereleri gezebilsiniz ? İşte o süper mekanlar Milano Duomo Meydanı – Piazza del duomo,Milano Duomo Katedrali,Milano La Scale Tiyatro Müzesi,Milano Castello Sforzesco Kalesi – Milan kalesi,Milano Galleria Vittorio Emanuele Alışveriş Merkezi ve diğerleri.
Venedik gondollar şehridir.Venedik kanalları ve Venedik kanal köprüleri kesinlikle görülmeye değer yerler.
Venedik Büyük Kanal
Kanalın etrafında  170 civarında bina var. Venedik büyük kanalın etrafındaki binalarda genelde zengin Venedik aileleri yaşar.. Kanalda ulaşım  botlarla, gondollarla, su otobüsleri vs. ile olur.
Venedikliler için ulaşım aracı olan gondollar,turistler içinse en eğlenceli ve en romantik aktivite haline gelmiş durumdadır.. Büyük kanalın etrafında  farklı ve bayağı güzel  mimariye sahip evler ve yapılar var. Bu Venedik Cumhuriyetinin refahının simgesidir. Bu evler yapıldıkları zamanlarda bizans mimarisi olarak dizayn edilmiş ve uzunca bir süre böyle kalmıştır. Sonrasında ise evlerin yapısı gotik mimariye çevrilmiş ve günümüzde de gotik mimari olarak kullanılmaktadır.
Listede yer alan diğer yerlerden bazıları Venedik San marco meydanı,Venedik San marco bazilikası ,Venedik Ahlar köprüsü – Bridge of sighs,Venedik Aziz Mark’ın çan kulesi – Campanile di san Marco
Pizza ve makarna yemeyi unutmayın.Öyle ya her şey yerinde daha tatlı.Vaktim ve param olduğunda ilk gideceğim tatil yerlerinden biridir İtalya. 
Tabi ülkemizdeki turizmin durumu da belli bu aralar.Uygun fiyatlarda tatil yapmak için Akdeniz ve Ege sahillerine bakmayı ihmal etmeyin.Hem ucuz hem de daha kolay bir tatil olur sonuçta.
Hiç olmadı yaylaya filan çıkmak lazım.Yaz bittiğinde tatil yapamadık dememek için tüm fırsatları değerlendirin.

Friday, July 8, 2016

İngilizce den hava atın!

  No comments
İngilizce hatta iyi bir ingilizce öğrenmek ortlalama her insanın bir hedefi olsa gerek.Bazen ingilizce kurslarına gider,bazen kendimiz çabalarız öğrenmek için.Tavsiye edeceğim bir kurs yok ama size günlük hayatınızda kullanabileceğiniz bazı kelimeleri gösterebilirim.Maksat havanız olsun!
Smal talk:Kısa ve öz konuş manasında.Kısa dialogları buna sayabilirsiniz.
Work against the clok:Zaman karşı yarış.Yani işleriniz için 24 saat yetmiyor.Bi 24 daha anlamında.
Home made:ev yapımı.Anne eli değmiş gibi...
My cup of tea:Bu benim işim manasında ...
Close to my heart:Size yakın olan şeyleri söylerken kullanın.Örneğin:music close to my heart .
in hot water: Telaşlı olduğunuzda kullanın.Örnek:taksiye bindin cebine para olmadığını anladın...!
Put my foot in it:Bizdeki ‘ iki ayağı bir pabuca sokmak’ deyiminin ingilizcesi.
Run out of time: zaman bitti.şu şekilde ki maçın 89.dakikasında 4-0 yenik bir takım için kullanın.
Give me hand:yardım et.
A piece of cake: çocuk oyuncağı anlamında...şu soruyu çözer misin:ooo a piece of cake
The rat race:zamanı az olan yarışmalar için kullanın.Öss sınavı gibi...
You are a dark horse:Türkçe’ye tercüme edince ‘sen karanlık bir atsın.’ Anlamı çıkar da öyle değil aslında.Sırları olan,gizemli işleri olan bir arkadaşınıza karşı  kullanabileceğiniz bir cümle.
Anlamları kendimce yorumladım ama hepsi de gerçektir.Güzel bir ingilizce öğrenmek isteyen herkese hediyem olsun.

Facebook halen lider

  No comments
Her ne kadar çoğalan ve sayısı yüze yaklaşan sosyal ağ sayısı, facebook un popülaritesini azaltsa da Türkiye'de hatırı sayılır bir kullanıcısı var.En az beş hesap kullanmış,kapatmış,kullanan biri olarak facebook hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.
Bununla ilgili okuduğum bir yazıda ,Avrupa ve Türkiye'deki facebook kullanımını karşılaştırmıştı.Avrupa'da her beş kişiden birinin facebook hesabı varken,Türkiye'de bir kişinin beş hesabının olduğunu söylüyordu.Rakamlar değişebilir.Benim tecrübelerime göre ki bunu siz de biliyorsunuz,insanımız sosyal ağ kullanırken rahat olmak istiyor.Ama kendi arkadaş çevresinden de ayrılamıyor.Bu nedenle ikinci,üçüncü hesaplar açılmaya başlanıyor.
Facebook tanıdığı çok olan insanlar için iyi bir ağ bana göre.Eğer çevrenizde facebook kullana çok kimse yoksa arkadaş sayınızı 70-80 arasında bir sayıda kalır.Bu facebook un bir özelliği  çünkü.Tanımadığınız kişiyi eklemenize izin verir.Sonra gerçekten tanıyorsan onayla der.Eğer karşıdaki seni tanımadığını söyleyerek bildirim verirse seni uyarır.
En çok merak edilen kısım bildirimler kısmıdır.Her gün binbir merakla facebook u açıp,kimin sizin için ne yazdığına bakmak büyük bir zevktir.En azında ben facebook u etkin bir şekilde kullanırken öyleydi.Daha sonra tek tek bildirimlere bakrsınız.
Sosyal ağlardan en fazla samimi olunan ortamlardan biridir facebook.Dediğim gibi,farklı yollarla kişileri eklemediyseniz,arkadaşlarınızı akrabalarınız ya da arkadaşlarınız oluşturur.Rahatça paylaşım yapabilirsiniz ancak bunun herhangi bir faceboo kullanıcısı tarafından da görülebileceğini unutmayın.Ya da ayarlar menüsünden sadece arkadaşlar kısmını seçerek,başkalarının görmesini istemediğinizi paylaşımları gizleyin.
Hoşunuza giden gruplar iyi zaman geçirmeniz ve yeni bilgiler öğrenmeniz için iyi olabilir.
Son hatırlatma olarak da her ne kadar bunlar sosyal paylaşım ağları olarak adlandırılsa da insanları insanları asosyal hale getirebildiklerini unutmayın.Özellikle de bir topluluk içinde ,ki herkes telefonuyla oynuyorsa problem yok, telefonla sosyal ağlara girip sosyalleşmeye çalışmak hiç hoşuma gitmiyor.Kendim yaptığım zamanlarda bile.

Twitter takipçi sayım nasıl artar?

  No comments
Twitter'ı biz,kapatılmasıyla gündeme gelen sosyal ağ olarak biliyoruz.Bir de fuatavni var twitter da fenomen olan.Twitter gündemlerinden çok,nasıl kullanılması gerektiği üzerine konuşmak istiyorum.
İnsanların gündemi sosyal ağlardan takip etmesi,ülke gündemindeki konuların twitter a yansımasını beraberinde getiriyor.'Bu gün hangi konular trend topic olmuş?! diye bakmadan edemiyorsunuz bir süre sonra.
Aslında twitter da takipçi arttırmak zorunda mısınız,değil misiniz bu sizin bileceğiniz bir iş.Ne amaçla twitter kullanacağınıza kara verin önce.Kişisel mi,websitesinin sayfası mı,fan mı? Daha sonra işe başlayın.
Kaliteli ve ülke çapında ya da dünya çapındaki hesaplar takip edilerek twitter takipçi sayısı arttırılabilir.Nedeni bu sayfaların her gün binlerce kez görüntülenmesidir.Özellikle isminizin takip edenler listesinde üstte olduğu zamanlar, en çok  takipçi kazandığınız zamanlar olacaktır.Olmadı takibi bırakıp tekrar takip edersiniz.Bu sadece bir deneme-yanılma yöntemi.Yine bu büyük hesapların tweetlerini retweet yaparak da takipğçi sayınızı arttırabilirsiniz.Başka bir yol ise,bu hesabı takip edenleri takip etmek olabilir.Çünkü,sizin gibi takipçi sayısını arttırmak için gelenler,büyük bir zevkle takibinize geri takip yapacaktır.
Başka bir takipçi arttırma yöntemi ise,takibe takip yapan hashtag atmak.Yine bu tweetleri atan kişileri takip etmek olabilir.Takibe takip yaparak oluşturulmuş büyük hesapların takip ettiklerini takip etmek de güzel bir yöntem olabilir.Tavsiyem,tek bir hesabı takip etmeyin.Hatta daha da ilerisi ,en iyi takipçi kazandıran hesapları not edin.Bunu da deneme-yanılma yolu ile yapın.Böylece daha kısa sürede daha çok iş yaparsınız.
Bonus deyip tweet atan,takipçisi fazla olan hesapları da takip edip retweet yapabilirsiniz.Ben pek bir faydasını görmedim.Daha çok ilk tweeti atanın kazandığını düşünüyorum.Dediğim gibi ben bir faydasını görmedim,belki sizde işe yarar.
Daha fazla bilgi başka yazıya kalsın.Hem sıkmaya da gerek yok.

Mobil cihazları daha fazla kullanıyoruz.

  No comments
Mobil cihazlar dediğimiz tablet, akıllı telefonlar hayatımızın her anını artan bir hızla işgal etmeye devam ediyor.
Bu konudaki görseller işin gerçeğini daha kolay anlatıyor. Arkadaş ortamında, yemek yerken, uyurken, gezerken elindmobil cihaz kullanan insanlar görmek artık sıradan.
Şu an bunları da akıllı telefonun blogger uygulaması üzerinden yazdığım düşünülürse, olayın hangi boyutlara geldiğini anlamak daha kolay olur.
Başka dikkatimi çeken bir diğer mesele de blog okurlarımın büyük bir kusmının ileri teknoloji mobil cihazlarla blogumu ziyaret etmesi.
Demek sadece akıllı telefonla giriş yapanlara yönelik yazılar da yazabilirim artık.
Her geçen gün daha fazla insanın bu tür cihazlar aldığı düşünülürse, bu yönde yapılacak yatırımların para kazandırmaya devam edeceği kesin.
İnsanların ileri teknoloji mobil cihazlarla daha çok internete girmesi de kolay ulaşılabilir olması. Yoldasınız,  açtınız telefonu. Hop internettesiniz.
Olayların da internet üzerinden yayıldığını unutmayın.
Tabi ileri teknoloji  Mobil cihazların kullanılması yeni hastalıklara da yol açacak gibi.

Thursday, July 7, 2016

Konfüçyüs der ki;

  No comments

“Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.”
Konfüçyüs

İnsan,doğumunda itibaren eğitilmeye muhtaç bir varlık olarak hayatına başlar.Belgesellerde izlediğimiz geyik yavrusu gibi anne karnından çıkar çıkmaz yürümeye,biraz sonra da koşmaya başlayamaz.Demek ki eğitim insan içi uzun bir süreç gerektirir.
         Ömrünün uzunluğu konusunda kendisi bir bilgi sahibi olmayan insan,zamanını iyi değerlendirmeli.Yeni bilgiler öğrenme konusunda istekli olmalı.Özellikle öğretmenlerin  daha duyarlı olmaları,seçtiği meslek nedeniyle zorunlu hale gelmiştir.

         Kendisini güncelleyen öğretmenler,güncel virüs programlarının bilgisayarları daha iyi koruması gibi öğrencisine karşı daha direçli olur.Konfüçyüs,bu sözü yüzyıllar önce söylediğinde eminim öğretme zevkinin doruklarındaydı.Şimdi en başından bir düşünün:Birinci sınıfa gelen öğrenciler,gözününüzün içine merakla bakarken 'Şimdi şu şekilde çizgiler..' diye başladınız.Sonra harfler... Sonra heceleyenler... Okuma bayramı...
          2.,3.,4.sınıfı bitirdi sizinle.Bu süreç sonunda okuyan,anlayan,öğrenen bireyler yetiştirdiniz.Topluma bir güzellikte siz kattınız.Bu süre sonunda yorgun düştünüz tabi.Öyle ya öğretmek kolay değildi.Eğitim,davranış kazandırma süreciydi.
         Sonra diğer derslerde değişik bilgiler verdiniz onlara.Uzay dediğinizde eller havaya kalktı birden merak dolu bakışlarla.İşimiz de bu değil mi zaten?Merak etmelerini sağlamak...Hayattan örnekler verdiniz.Gerçek dünyayı bir derse sığdırdınız bir anda.Güzel davranışlarında gurur duydunuz,yanlış davranışlarında özür dilemelerinden umutlandınız.Acaba birbirini anlayan  bir nesil mi yetiştiriyorum diye kendinize sordunuz hep.
       
 Kitap okumaları ve kitaplardan öğrenmeleri için kitaplık listeleri oluşturdunuz.Bir öğrencinize takip ettirip siz de takip ettiniz listeleri.Her kitap birayrı bir  dünyaydı sonuçta onlar için.Öğretmeliydiniz öğrencilerinize merak ettikleri,ilgi duydukları ne varsa akıllarında.Çünkü öğretmeyi seviyordunuz.
       Zaman hızla ilerlerken bir öğrenciniz sokakta görüyor sizi.Yıllar öncesini hatırlamak için hafızanızı zorluyorsunuz birden.'Şu sınıftaydın değil mi?' cümlesinden sonra bir kez daha kendi eserinize bakıyorsunuz yeniden.Yeniden öğretmek istiyorsunuz hayatı,dersleri,güzel davranışları...Yeni bir heves kazanıyorsunuz.
       Öğretilecek o kadar bilgi var ki?Seçiyorsunuz aralarından özenle.Bahçesini zararlı otlardan ayıklayan çiftçi edasıyla.Yeni bir nesil için gerekli olanları bırakıyor,günü geçmiş olanları kaldırıyorsunuz.Sadece öğretmiyor,şekil veriyorsunuz topluma.Farkettiniz mi ne kadar öğretmeyi sevdiğinizi?
       Bilgi,büyük bir değerdir.İçerisinde bulunduğumuz çağda,insanlar artık bilgi edinebilmek için çaba harcamaktadır.Elimizdeki öğrencileri neden bundan mahrum edelim ki?Öğretmeyi sevmek,beraberinde  öğrenmeyi seven bir nesil yetiştirmemizi sağlayabilir.Öğrenmeye açık,geleceği planlayan,geleceğin dünyasını güzel bir şekilde değiştirmenin yollarını öğrenmek isteyen bir toplumumuz neden olmasın?
       Bizler bu mesleği belki isteyerek belki de istemeyerek seçtik.Şartlarımız uydu,kolay geldi vs... Bence bundan sonra yapmamız gereken hep beraber ve yeniden öğretmeyi sevmeliyiz.Bunu da öğrencilerimize en güzel şekilde kazandırmalıyız.


             Her toplum kendini yetiştirecek iyi bir öğretmene muhtaçtır.

Adsense gelirlerini arttırmanın yolları nelerdir? -3

  No comments
Bu yazımı okumadan önce en baştaki yazım olan google adsenseye giriş  yazımı okumanızı tavsiye ederim.Daha sonra da Adsense gelirlerini arttırmanın yolları nelerdir? yazımı okumanızı isterim.Bu sizin google adsense olayını anlamanıza yardımcı olacaktır.
Bu gün bahsetmek istediğim konulardan bir tanesi de google adsense için renk paleti oluşturma olacak.Google adsense hesabınızda reklam oluştururken çeşitli renk seçeneklerine sahip reklamlar göreceksiniz.Şu reklam rengi çok kazandırır diye bir olay yok malesef.Bu sizin uğraş alanınız olacak.Peki nasıl?
Öncelikle girdiğiniz siteleri düşünün reklamlar hangi renkteydi?Gözünü rahatsız etti mi?Cevaplarını bulduktan sonra temanıza en uygun renk seçeneğini aramaya başlayın.Bu renklerini ayarlarken önizleme yapmayı unutmayın.Bu çok güzel oldu deyip reklam rengini değiştirmemezlik de yapmayın.Tıklanma sayısına göre renk seçeneklerini tekrar tekrar deneyin.En çok tıklanan da bırakırsınız.
Diğer bir konu da google adsense reklam boyutları hakkında olacak.Burada çok konuşmaya gerek yok.Renk seçimi konusunda yapmanız gerekenleri boyutları ayarlarken de takip edebilirsiniz.Yine söylüyorum çok ziyaret edilen siteleri bol bol inceleyin.Aynı yere koyamasanız da yakınına koyun.Adamlar bize göre daha uzman bir kadro ile çalışıyor sonuçta.
Buraya kadar neler yaptığımızı hatırlayalım.Google adsense aşamaları nelerdi?
Öncelikle sitemizin hiti iyi bir yere getirdik.Özgün bir site kurduk.Adsenseye başvurduk.Onay aldıktan sonra reklam kodlarını aldık.Sırayla uygun boyut ve renk seçeneklerini deneyerek kodları sitemize yerleştirdik.
Reklam yerleşiminde dikkat etmeniz gereken ve benim de dikkat etmeye çalıştığım noktalardan bir tanesi google adsense reklamlarını olabildiğince sitenizin üst kısımlarına yeleştirmeye çalışın.Sonuçta en dikkat çekici yerler oralar oluyor.
Gelirlerinizi arttırmanın en önemli noktalarında biri de sitenize uygun reklam biçimi belirlemeniz olacak.Görsel mi yoksa metin reklam mı? Basit bir tavsiye olarak siteniz fotoğraf sitesi ya da görsellerin önde olduğu bir site ise görsel reklam türünü seçebilirsiniz.Yok ben ne uğraşacam google kendisi karar versin derseniz,her iki reklam türünü de içeren kodu seçersiniz.Ya da isteğinize göre metin reklamı gereken yerde metin,görsel reklam gereken yerde görsel reklam seçersiniz.Karar size kalmış.
Kendi tecrübelerimle beraber okumuş oldıklarımı yazmaya devam edeceğim.Umarım faydalı olur.

Colgate Total 12 yi denediniz mi?

  No comments
Ağız bakımı her insan için önemlidir.Özellikle sürekli toplum içerisinde olan ve insanlara sürekli bir irtibat halinde olan insanların ağız kokusu,dişlerinin görünümü  konusunda dikkatli olması gerekir.
Diş fırçalamak,en büyük ağız ve diş bakımıdır.Bu nedenle alacağınız diş fırçası ve diş macunu konusunda çok dikkatli olmalısınız.
Sizlere reklamlarını da çok gördüğünüz bir markayı tavsiye edeceğim: Colgate. Tür olarak da Colgate total 12.Bir çok diş macunu denedim.Bunların içerisinde  colgate optik beyaz da vardı.Ancak bu denemelerden sonra ortaya çıkan sonuç gösterdi ki Colgate total 12 den başkası benim dişlerime yaramıyor.
12 si oniki saat etkili olmasından ileri geliyor ki bunu yaşadığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki bu gerçek.Farkı kullanmaya başladığınızda siz de farkdeceksiniz bence.
Özellikle belirteyim ki dişlerini düzenli fırçalayamayan biri iseniz bu colgate tam size göre.Dedikleri gibi en azında bir on saat dişinizi güvence altına almış olursunuz.
Baktınız dişleriniz beyazlamıyor o zaman da colgate white size yardımcı olabilir.Denedikten sonra sizler de yorum yazarak beni bilgilendirebilirsiniz.
Tecrübeleri anlatması benden,denemek sizden.

Sunday, July 3, 2016

Yaz gelir,haşere eve çıkar.

  No comments
Güzel bir yaz tatili geçirdiğinizi düşünüyorum ya da öyle olmasını istediğim için bunun söyledim.Tatilin bitmesi ile birlikte tekrar barınma ihtiyacımızı karşılayan evlerimize geri dönüyoruz.
Evlerimiz iyi güzel hoş da bazen hoş olmayan şeyler de olabiliyor.Bu başlık çok uzun bir yazı gerektirdiği için bu yazıda sadece böcek ilaçlama,ev ilaçlama üzerine yazacağım.
Özellikle bayanların çok sevdiği(!) haşereler ,evinizin bulunduğu yere göre canınızı çok sıkabilir.Kendi tavsiyelerimden bazıları ise evdeki kuytu ve nemli köşelere dikkat etmeniz yönünde olacak.Banyo ve mutfak giderlerinin borularının yerlerini kontrol edin.Eski dolapları yerinden oynatın kış başlamadan.Sonra ilaçlama şirketleri ile çok yakın dost olmak zorunda kalırsınız.
Haşere ilaçlama işini kendiniz de yapabilirsiniz.Akrablardan biri ilaç pompası ve  ilacını alıp kendisi ev ilaçlama yaptı yazın.Çok da etkili olduğunu söyledi.Tercih sizin tabi.
En çok şikayet duyduğum haşere hamam böceği oldu.Hamam böceği ilaçlama ile büyük oranda bu sorunu çözebilirsiniz.Öncelikle dikkat etmeniz gereken konulardan biri de bu böceğin çok bulunduğu yerler.Sıcak ve nemli olan her yerde yaşar.Yumurta ile çoğalır.Yumurtalarını sırtında taşır,bu sırada dökülen yumurtalar etrafa yayılır.Gözle göremezsiniz yumurtalarını. İlaçlama şirketleri içerisinden iyi olanı tercih etmeye bakın.Yakınlarınızdan haşere ilaçlama yaptıran varsa görüşlerini almayı ihmal etmeyin.
Benim internet üzerinden bulduğum güneş ilaçlama ile İstanbul'da böcek ilaçlama yapabilirsiniz. Sadece tavsiye gerisi size kalmış.
Umarım hiç böyle şeyler yaşatacak bir eviniz olmaz.Tabi ilaçlama firmaları alınmasın.

Comments